Ey nefsim; nice cenazeler gördün,
Nice cenazeleri, benimle gömdün.
Sende biliyorsun, sende öleceksin,
Ne ders aldın, ne ölmeden öldün.
2025
Dergâhı; miskinler ocağı sanırdım,
Olgunlaşanlar, pişenler ocağıymış.
Zira kurunun yanında yaşta yanar,
Yolda kalanlar değil, yananlarmış.
2025
Baş vardır başlara baş olur.
Baş vardır başlara taş olur.
Esneklik, kusurun guslüdür,
Yârden yaren olmaz, yara olur.
2024
Doğduğum o günden beri,
Şeytanım içimde yaşamış.
Ten kafesimmiş nefsin yeri,
Aklım da, onun uşağıymış.
2025
Çiy pişerse, ham olgunlaşırsa tatlanır.
Yürek ve dil o zaman, azığın tadını alır.
2025
Ben senin derdini neden çekeyim?
Zaten benim derdim bana yetiyor,
Eğri büğrü yolu, ben niye seçeyim?
Mevla’ya çıkan yol, Leyla’dan geçiyor.
2025
Aşırı alçak gönüllülük tevazu değildir,
İbadet, zikir, ilimle kibirlenen gibidir.
Kışta odun hiç yoksa eğrisi mubahtır,
Hak aşkıyla yanmak, huzur ve refahtır.
2025
Yaşlanmadan,
Yaşlanmayı yaşamalıyız.
Yaşlıları ziyaret edip,
Empati kurmalıyız.
2025
“Zahmette rahmet vardır” derler,
Zahmet ne dem zorsa,
Rahmeti de, o dem boldur beyler.
2025
Kimi için ölüm düğündür,
Kimi için düğün ölümdür.
Edebin taklidi olmazmış,
Kimi kul, kalplere gömülür.
2025
Uğur Musab Şahin
Kayıt Tarihi : 19.3.2025 02:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!