Kâbus nasıl çöker bir insanın yüreğine, nasıl her gün ölür ölür dirilir insan, nasıl yakılır bir kibritle bir ömür “öğrendim”
Akşam çöken karabasanın sabaha taşındığını, gecenin siyahına yanık türküler yakılıp, içinde ateş halkalarının raks ettiği ne şiirler yazıldığını, her damla gözyaşının karanlığın bağrına zafer nişanı gibi takıldığını “öğrendim”
Sende öğreneceksin! ...
Nasıl demlenir acılar yüreğinde insanın, nasıl gözlerine tebessümle bakılır gamın tasanın, nasıl zemheri yaşanırmış içinde mayıs’ın nisan’ın, nasıl ikinci bir şansı olmazmış insanın,
Can vermeden nasıl tükenir duygular bir bir, her gece cellâdın elinde nasıl can verilir, çığlığın sesi nasıl kesilir, nasıl ağlar insan kendinden saklanarak, gönlünün yan cebinde sahte bir maske taşıyarak nasıl yaşanır “öğrendim”
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
KALEMİNİZE, YÜREGİNİZE SAGLIK DİYORUM. KELİMELERLE OYNAŞMAYI SEVİYORSUNUZ.KENDİ ADIMA SİZİ OKUMAKTAN KEYF ALDIM, BİLESİNİZ İSTEDİM. ONCA HASTALIK VARKEN BASURU BULMANIZ İLGİNÇTİ:)
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta