aşkımız bir gün uçup giderse aramızdan sevgilim
sırt çantalı bir duman gibibir melekle çarpışan kelebeğin kanadından dökülen toz
bir çağlayanda sürüklenen bir dal parçası gibi
istemediğimiz yerlere giderse aşkımız sevgilim yalnızca kanatlarına güven
kendi yarattığımız boşluğun ucunda sıkı sıkı tuttuğumuz bir kapı koludur yaşam
ve aşk, en derin kuyumuza düşen keman yürüdüğümüz yollar daralırken
Devamını Oku
sırt çantalı bir duman gibibir melekle çarpışan kelebeğin kanadından dökülen toz
bir çağlayanda sürüklenen bir dal parçası gibi
istemediğimiz yerlere giderse aşkımız sevgilim yalnızca kanatlarına güven
kendi yarattığımız boşluğun ucunda sıkı sıkı tuttuğumuz bir kapı koludur yaşam
ve aşk, en derin kuyumuza düşen keman yürüdüğümüz yollar daralırken
tamam tamam, parktaki masalara ellerin adının yanına adını yazmam, koca koca selvi kavakların böğrüne varıpta adının baş harfini bıçakla oraya buraya kazmam, aklımdan geçmedi zaten. ama her zaman geçtiğin yollar üzerindeki büyük kayalara, yamaçlara 'seni seviyorum' diye koca puntolarla ve fosforlu boyalarla yazmak istiyorum. senin adını yazmak ama kendi adımı gizlemek. sen de yeni biri zanneder şehvetle kıpırdaşırsın, oysa yine eski aşkındır bilmezsin. ama ya görür de direksiyon hakimiyetini kaybedersen, kıyamam, sonra, sonra Tuzla, Gebze yollarında Marmaranın soğuk sularını boylarsın yeni aldığın havalı arabanla. Aslında tünel, viyadük girişlerine de yazasım geliyor ama sadece ozan değil işadamısın ya, gülerler sana okuyanlar, kıyamam. BİRAZ CIVIK BİRYORUM OLDU GALİBA AMA BÖLE DÜŞÜNÜYOM.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta