Otogarda beklerken düşünür insanlar.
Sigara yakar bazıları.
Bazıları alelacele koşuştururlar.
Bazıları sarılıp ağlar bazı sebeplere.
Bazı bazı değişkendir her şey...
Çığlık ama sessiz
Sevgi ama yoksun
Işık ama karanlık
Geveze ama dilsiz gibi
Bulut ama karton gibi
Kırılmış yürekler,
Çekilmeye çalışılan kırık bir kürek ile devam etme çabaları..
Hayat zor.
Yada zorlaştırılmaya yüz tutmuş acı bir hikaye.
Netice de yaşlanıyoruz.
Kürek gittikçe aşınıyor yürek misali..
Koca yaşlı sokak lambası,
Boyutumuza gelmiş Tanrı'nın göz yaşlarına karşı durmakta.
Halinden rahatsız mı memnun mu meçhul..
Zira biz bu sokak lambasını sevdik,
Bravo Tanrı'ya.
Yaramaz bir çocuktum ben
Ağacın tepesine çıkar dünyayı seyrederdim.
Canım yanardı bazen, ağlardım.
Yaramaz bir çocuktum ben,
Ağacın gölgesinde oturur seni beklerdim.
Canım yanardı hep, ağlardım.
Yeryüzünün siyahı ile gökyüzünün mavisi gibiyiz nihayetinde,
Göğe çıktıkça dibe batıyoruz.
Masum ruhlarımız bulaştı en günahkar bedenlere.
Belki de zihin'imiz en başından bulmuştu yerini,
Belki de hiç var olmamıştı.
Dibe battıkça göğe çıkıyoruz.
İşte duralım tam da burada.
Burası neresi bilmiyorum.
Hafızam kötüdür zaten benim..
Fakat,bana bir adamın kirpiklerini hatırlatıyor.
Dikkatimi çekti de;
Sevdiğim biri var 'benim'.
Uğruna papatyalar kuruttuğum.
Bir gün,
Bir gün gelirde
Tenlerimiz birbirine hapsolur diye beklediğim.
Kirpiklerinin her teline müptela olduğum.
Bir gün yok olacağım.
Sessiz, sedasız
Kimsenin haberi yokken
Kimse farkına varmadan,
İki duvar arası bir boşluk karşısında, gideceğim.
Hüzünlü bir gecenin bıraktığı yükle gitmekteyim.
Geride bıraktıklarımın ağırlığında ezilerek,
Arkama bakmadan gitmekteyim.
Şayet, bakarsam kalırım.
'Bir hikayede bir giden vardı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!