Tahammülüm çatladı, bakamıyorum baruttan yapılmış aynalara
Yüzümde köktenci bir ateş, şehrin yamukluklarından
Uzaklardasın gül destem çok uzaklardasın,
Ne ben sana gelebiliyorum, ne sana gel diyebiliyorum
Yıldızlardan bir motif çiziyorum sensizliğe
Gecenin geç saatleri yumrukluyor kapımı
Alıp gidemiyorum başımı arı kovanından
Kalkıp mavilerini silmek geliyor içimden gökyüzünün
Martılar uçmasın, dalgalar kıyılara vursun istemiyorum
Çocuklarda gülmeyi unutsun ilkokul kitaplarında
Kediler miyavlamayı, köpekler havlamayı unutsun
Dağ başları duman olsun bir zaman, şehre insin puslu hava
Allak bullak olsun trafik, radyolar sussun, televizyonlar çalışmasın
Bitler pireler çıksın ortalığa, şöyle bir çifte telli çalsın oynasın
Çakallar tilkiler uyuz olsun kaşınsın, berberde sıra bulamasın keçiler
Hamama gitsin horozlar, tavuklar bir ince ara fasıl geçsinler,
Uzun, uzun kavaklar, atçıda yeşil yapraklar, deyip
Yumurtlamayı bıraksınlar örneğin
İnekler süt vermesin, şehrin ortasında oynasın ayılar
Biraz değişiklik olsun sadece, sen yoksun diye, hepsi bu
Kedilerle köpekler arkadaş olsun bir çay bahçesinde
Akvaryumda kaçsın tüm balıklar, beyaz olsun kargalar
Dişlerini fırçalamayı unutsun yaşlı bir fil
Ve evinde otursun güvercinler yem yemesin azıcık
Pişli oynasın kurbağalar, kaplumbağalarla bir kahvede
Olimpik tesislerde antrenman yapsın karıncalar
Yüz metre yarışına katılsın tavşanlar
Gelmezse, gelmesin seyirciler ne var sanki bunda
Say ki sen yoksun, burada değilsin, uzaklardasın
Biraz değişiklik olsun sadece, sen yoksun diye, hepsi bu
Mesela ineklik etmeyip taksi tutsun eşekler
Gergedanlar yürüsün istiklal caddesinde
İstanbul’a gelsin koca bulamayan kızlar
Evde kalsın hıyarlar, ninemin turşuları, eski sandukaları
Elektirigi kesilsin tarla başının halicin suları
Basmalı fistan giymesin, sulu kulede çingene kızlar
Biraz daha hızlı adımlarla yürüsün mehter an
Yeni cami önünde dilenmeyi bıraksın dilenciler
Oltacıların oltasına eski ayakkabı, falan takılsın
Kafasına kaldıran şöyle bir etrafa baksın
İstanbul kalkmışta uçup gidiyor yerinden
Peşine düşmüş bir adam tahtalı köyden
bir adam uçmuş Üsküdar’a galata kulesinden
arabalara dikkat et yavrum okula giderken
Uzaklardasın gül destem çok uzaklardasın
Ne ben sana gelebiliyorum, ne sana gel diyebiliyorum
Sen yoksun, ortalık yerde, sahi nerdesin
Kafama duvara vurdum galiba
Sen yoksun biraz değişiklik olsun, hepsi bu,
Cin ali sınıfta kalmış yine bu yaz
Hiç sınıftan çıkmamış mı yani
Ne bileyim öyle diyorlar valla
Kısır gelin Leyla bir oğlan doğurmuş deyiler
Hala yoksun ortalık yerde
Sipariş ettiğim lahmacunlarda geldi
Ne demek gelemiyorum ulan atla gel
At bulamazsan yat’la gel
Saat 12 den sonra müessesemiz kapalıdır.
İyi uykular çocuklar…
Kayıt Tarihi : 29.4.2006 10:11:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Lütfi Kireçci](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/04/29/sen-yoksun-biraz-degisiklik-olsun-hepsi-bu.jpg)
Sizler yüz karası zamanın, anın
İsi, kiri, bitisiniz vatanın
Ey vicdanı pas tutanlar utanın
Ülkü gelin süslendikçe süslendi
Canlar hey, vatana adanan canlar
Mahpuslarda çile çeken civanlar
Dertlinin derdinden dertsiz ne anlar
Mustafa’'yla Fikri birer aslandı
Muhabbet sel oldu, sebebi sensin
Maskara oldu ya, kahrolsun, yansın
Bolu Beyi beyliğinden utansın
Köroğlu’'da bir kayaya yaslandı
Selâm olsun amirinden, erine
Sevgi yağar kalpten daha derine
Her zaman verilen kanlar yerine
Bu sefer verilen canla beslendi
Bağdan kopardılar, harmanda bitti
Kayada sekerdi, mahpusta öttü
Hesabı Allah’'a havale etti
Dağlar taşlar barış diye seslendi
Zülfikar Yapar Kaleli
TÜM YORUMLAR (3)