Ulaşılması imkansız arzuların insanı sarsan şiddetinden, ölümsüz ağıtlarla selası okunmuş, yası tamamlanmış bir aşktan, sonsuzluk nehrinin doğduğu yalçın kayalardan geçerek, bakışlarımı kaldırıp yerden, çile dergahının kırkıncı gününde ufka yürüyorum..
Tantalos’un gölünden avuçlarımda kuruyan suyu taşıyorum, uzanıp erişemediği dallardan dökülen meyvenin çaresiz bekleyişini sırtlanıyorum.
Aşka küsen kalbim dönerken sırtını muhtemel her sevgiliye, maşukların divanında açlıkla ve susuzlukla sınanıyorum..
Her nefeste kavrulan bir yüreği, her adımda çözülen bir benliği, sessizliğin sesiyle kavrulan çığlıkları yükleniyorum..
Arabalarında güneşi taşıyor dört nala şahlanan Apollo’dan kalma atlarım, sabırla ve azimle Zerzura’ya yöneliyorum..
Bir nisan akşamı,serin bir günün,
Şark'ın bu sevimli,güzel köyünün
Cenneti andıran bir akşamıydı.
Sizi ilk balkonda gördüğüm gündü,
Yüzünüz sararmış gibi göründü,
Devamını Oku
Şark'ın bu sevimli,güzel köyünün
Cenneti andıran bir akşamıydı.
Sizi ilk balkonda gördüğüm gündü,
Yüzünüz sararmış gibi göründü,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta