Bir bir eksiliyorduk biz her mevsimde sen yokken
Oysa ellerimiz kenetlenirdi nice ateşlerde ansızın,
Giderken sen başka bir griye çalıyordu zamanlar
Gözyaşlarımızı bıçak olup kesen ağırlıktı yaşananlar…
Ben sarayın tuhaf ve şaşkın soytarısıydım oysa
Aşağılandıkça ve ağır çelmeler takıldıkça ayağıma,
Durmadan ağlatırdım insanları hep güldürürken
Tutunmaya çalışırdım kâinatın zor yeryüzünde…
Tek başına seyahat ediyordum artık dönencelerde
Kalanlarsa bir acayip karanlıktaydı sanki kuytularda,
Sürekli bağırdım durdum yollarda duymadı kimse
Kaçtıkça inadına kovalıyordu beni kör yalnızlıklar…
Kayıt Tarihi : 26.5.2017 15:18:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İbrahim Soyalar](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/05/26/sen-yokken-71.jpg)
Gök masmavi, tan yeri siyah gönlümde.
Gün çocuk gülüşü kadar güzel.
Bir tren durağındayım.
Heyecanım artıyor, çoktandır kendimle yola çıkamadım.
Yüreğinize sağlık
TÜM YORUMLAR (38)