En tazesiydi bu, şimdiye kadar aldığım kararlardan bir tanesiydi, sonunu getiremediğim, üstünde durup durup düşündüklerimden değildi, uyuyan beden irkildi bu sevdanın soğukluğunda, uyanmıştıda belki. Farklıydı diğerlerinden. Doğrunun ta kendisiydi. Denizin değişen maviliğinin en koyu yerinde taşa bağlayıp gömmek ve yeniden ulaşamamak, bir daha görmemek için.
Tüm duygularımı, boğmak denizin derinliklerinde ve bozulmadan pürüzlenmeden yosun tutmadan, dans ettirmeliydi mantığımı. Yelkenini açıp rüzgâra karşı, uzaklaşmaktı ondan kurtulmaktı, hızla suyun üzerinde kanat çırpan martılar eşliğinde, uçup gitmekti bu diyardan, beklide yunusların sırtında kaçabildiğim yere.
Bilinmezlik: denizin kuytu köşelerinde; Ama hep akıllarda kalmak zorundadır birkaç cevaplanmamaya mahkûm soru. Bir dumana ya da belki bir toz bulutuna yükleyip gerisini rüzgâra bırakmaktı. Birlikte aynı anda başlayıp zıt yönlere hareket etmek en doğrusu diyerek, yok oluşa sürüklenir tüm benim dediklerim, sevdiklerim. Belki de hiç benim olmamışlardı. Bir sahiplenmeydi benimkisi, platonik bir sevgi üçgeniydi kare mekânlarda.
Olmayacak duaya açıp elimi, yüzüme hizalamamla, dudaklarımın kımıldamasıyla başlardı geceleri. Parmaklarımda titremeler, kalbimde delice bir yangın, umutlarımsa almış kürekleri arta kalan külleri kürümekle meşgul olurken, sabahlara kalan moloz yığınları bu bedenden arta kalanlardı.
Aslında anlayamadığım müthiş bir kargaşalığa gebe kalmıştı beynim. Biri bitip de diğerine başladığım ve sevildiğim kişilerin, tanıdıklarımın bana dediği gibi yazıyor paketlerin üzerinde ”sağlığa zararlı öldürür” bilmediğim bir şey değil bu. Bile, bile atmak bedenimi yeni yeni çukurların karanlıklarına, gün yüzünü sadece ufak bir nokta şeklinde görebildiğim çukurlara.
Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
Dağlar agarırken konuşmuştuk tepelerde,
Sen nerde o fecrin agaran daglari nerde!
Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta