Sen yanma... Şiiri - Ercan Eyvaz

Ercan Eyvaz
60

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Sen yanma...

En tazesiydi bu, şimdiye kadar aldığım kararlardan bir tanesiydi, sonunu getiremediğim, üstünde durup durup düşündüklerimden değildi, uyuyan beden irkildi bu sevdanın soğukluğunda, uyanmıştıda belki. Farklıydı diğerlerinden. Doğrunun ta kendisiydi. Denizin değişen maviliğinin en koyu yerinde taşa bağlayıp gömmek ve yeniden ulaşamamak, bir daha görmemek için.
Tüm duygularımı, boğmak denizin derinliklerinde ve bozulmadan pürüzlenmeden yosun tutmadan, dans ettirmeliydi mantığımı. Yelkenini açıp rüzgâra karşı, uzaklaşmaktı ondan kurtulmaktı, hızla suyun üzerinde kanat çırpan martılar eşliğinde, uçup gitmekti bu diyardan, beklide yunusların sırtında kaçabildiğim yere.

Bilinmezlik: denizin kuytu köşelerinde; Ama hep akıllarda kalmak zorundadır birkaç cevaplanmamaya mahkûm soru. Bir dumana ya da belki bir toz bulutuna yükleyip gerisini rüzgâra bırakmaktı. Birlikte aynı anda başlayıp zıt yönlere hareket etmek en doğrusu diyerek, yok oluşa sürüklenir tüm benim dediklerim, sevdiklerim. Belki de hiç benim olmamışlardı. Bir sahiplenmeydi benimkisi, platonik bir sevgi üçgeniydi kare mekânlarda.
Olmayacak duaya açıp elimi, yüzüme hizalamamla, dudaklarımın kımıldamasıyla başlardı geceleri. Parmaklarımda titremeler, kalbimde delice bir yangın, umutlarımsa almış kürekleri arta kalan külleri kürümekle meşgul olurken, sabahlara kalan moloz yığınları bu bedenden arta kalanlardı.
Aslında anlayamadığım müthiş bir kargaşalığa gebe kalmıştı beynim. Biri bitip de diğerine başladığım ve sevildiğim kişilerin, tanıdıklarımın bana dediği gibi yazıyor paketlerin üzerinde ”sağlığa zararlı öldürür” bilmediğim bir şey değil bu. Bile, bile atmak bedenimi yeni yeni çukurların karanlıklarına, gün yüzünü sadece ufak bir nokta şeklinde görebildiğim çukurlara.

Şu bir gerçek ki yardımcı oluyor, bu kötü geride kalan günlerimi hızlandırıyor Tek çıkmıyorum hayatın merdivenlerini, ikişer ikişer belki daha çok adım atıyorum. Korkuyorum bir hastaneye gitmeye bile, sigaranın verdiği zararlardan değil de, senin kalbimi söküp atışından, bedenime verdiğin acıdan, alıp gidişinden, suçun sana kalmasından.
İşte tam bu anda yine çekip gitmek istiyorum bilinmedik hikâyelere doğru. Hep aynı korku içinde yaşarken bu hayatta bedenim, sonların ürpertilerini tüylerimin diken diken olmasıyla farkına varıyorum. İstemiyordum ayrı isimlerde aynı konuda aşk masallarına ortak olmayı. Tuzlu gözyaşlarının tadınada bakmak istemiyorum artık.

Deniz fenerinin camından yansıyan güneş ışıklarıyla buluşurken gözbebeklerim, kulaklarımı yemek kavgasındaki martıların çığlıkları tırmalar. Gözlerimi kapatıp senli güleri andığımda, rotasını çoktan değiştirip anlamsızlığa yol alışını izliyorum. Elimde mendil gözlerim damlayı doğururken, yakarışların bağırışların ve alnımda yolunu çizmeye çalışan terlerle izliyorum bambaşka dünyalara yol alışını. Çaresizliği yırtmaya çalışan ellerim uzanır yakalayabilmek için, oysa her şey bitmişti. Boğazıma takılıp yutkunamayıp tüm yaşananlara, ellerim çenemde anlamsız bakışlarım eşlik etmekte. Birlikteliğin o güzel anları hiç ayrılığın üstüne planlanmamıştı, sevgi tek taraflıda olsa alınan kararlar değişen bir mevsim gibiydi.Ben kışlık elbise alırken üzerime yaz oluyor, Senin sevdiğin mavi tişört ü giydiğimde hava soğumaya başlıyordu, bu şekilde sürekli devam etmişti.

Şarkılar coşturdu bendeki hüznün çağlayanlarını, gözyaşları besler o azgın suları. Unutulur diyorum da, aslında hiç unutulmaz. Aklını çengel iğnenin ucuna takmış öyle asarsın sağ üst kısmına ceketinin. Hep yanındaymış gibi düşünürsün, bilemezsin ki, iğnenin hep kalbine batışını. Unutulmayanlar unutur, arayıp sormaz gün geçer tamamıyla ses tonunun ona ne hatırlattığını.

Mahkûm olursun yaşam denen zindanda, kendini hiç koymadığın kişilerin yerine koyar, onlar gibi olmayı düşünürsün ilk defa. Olamayacağını anladığında, dönük sırtını zindanın siyahına çevirir başın eğilir yenilirsin. Ayazına, nemine alıştırmak zorunda kalırsın.

Durmak istemiyorum, gitmek istemiyorum başka yerlere, başka başka sokak lamlarında kendi gölgemle yarışmak istiyorum artık, ama gitmeden sevdiğimi de söylemek istiyorum her ne yaşanmışsa aramızda, düşmanım değilsin ki bu sevgi bu kalp de var oldukça. Utanmıyorum çekinmiyorum Ben senin beni sevdiğin o güzel günlere doğru kürek çekiyorum, dualar ediyorum. Burada sahip olamayacağım ama bu eziyetin günahlara sebep olmuş olabilir Allah katında. Ben senin yerine dualarımı ediyorum canım yeter ki sen hiçbir yerde eziyet çekme, benim yandığım yalan dünya aman sen gerçek dünyada yanma.

Çünkü kıyamam asla sana…

Ercan Eyvaz
Kayıt Tarihi : 19.2.2006 01:23:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ercan Eyvaz