Sen ve Yalanlar Şiiri - İlhan Altın

İlhan Altın
6

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Sen ve Yalanlar

Sonunda vazgeçtin benden…
Ben yalanlarınla bana bıraktığın yıkıntılarda,
Sen başka diyarda, başkalarının rüyalarında,
Benim bir figüran bile olmayı beceremediğim,
Yapamadığım yalan dünyalarda yaşıyorken

Hani bana sorardınya
“Beni nekadar çok seviyorsun” diye
Sonunda anlamıştık, biz birbirimizi denizler kadar çok seviyorduk…
Bak sevgilim denizlerde buharlaşıyormuş içinde binlerce umutlarla!
Yoksa ne işin var onun kollarında, ve o dudaklarındaki iz de ne…

Şimdi anladın yüreğimin nekadar büyük olduğunu,
Ayaklar altına alsanda yaşayacağını ve direneceğini…

Beni sana getiren yollar da yalnız değilmi?
Sevdaya az kala bir çay tadında değilmi hayat?
Hasret getiren, beni senden götüren yollarda,
Akıp giden zaman değilmi yaşamak?

Belki o yıldızdı beni sana getiren,
Karanlığı aydınlatırcasına sıcak, inatçı
Sonu yine karanlık olsada
“Bakın nasıl aydınlattım”
diye gülümseyen edasıyla yüreğime saplanan ateş topu,
Herkez ikide bir “sıcak suyumu tez getirin” diyen solistin,
Söylemeye çalıştığı parçaları dinleyip,
Espirilere anlamsız gülücükler savururken…
Senin gözlerinde ben vardım, birde sessizlik,
Bişeyler anlatırken sen, ben sadece seni izliyordum,
Sana aşık olmuştum…

Oysa ne güzeldi Cunda sokaklarında kolkola, sımsıcak
Senle köprüler yapmak uzak diyarlara,
Ve el ele atlamak köprülerden ne güzeldi sevgilim…
Seni yosunlardan kurtarmak, kahramanın olmak çok güzeldi.
Kimseler çıkaramazdı o anahtarı
Eğer kardeşim olmasaydı denizden
Kalbimin anahtarınıda sen,
Şimdi daha derinlere atsanda…

Hani tellerin arkasına hapsedilmiş,
Bence sevimli, aslında pekte sevimli görünmeyen,
O kocaman keçi bile imreniyordu bize,
Nasılda eğleniyorduk…

Yüreğime seni çekerken ben, seni severken delice,
Ne güzeldi Cunda Adası,
Yüreğimin sarp kayalıklarında
Sevdaya yürümek yalın ayak…
Biz ne köprülerden atlamıştık,
Kimsenin atlamaya cesaret edemeyeceği…

Burda ay hep dolunay, akşamları bira ve üç dört leblebi,
Sıcacık hatıralar aklımda…
Hani kolayca tutatbildiğim sweetinin yakası,
Bir öpücük, içimi ısıtan, yüreğimi yakan,
“Ölümlerden ölüm beğen oğlum” dedirten kendi kendime…
O ıslak dudakların
Gece, kapanan ışıklar, düşünen, uykusuz ben
Üstümdeki parfüm kokun, rüyalarıma gelmeye başlayan sen,
Korkuyordum çok korkuyordum…

Ama sen korkma sevgilim kimse ateşlere atmayacak seni,
Bıraktığım gibi dönmesende bana,
Sözler tutulmasda, yalanlar seni öldürmez sevgilim…
Beni kendine saklamasanda, çok sevmesende,
Ayaklarının altında ezilsede yüreğim,
Birbaşıma, günden güne yaşayan bir ölüye dönüşsemde,
Ayrılmış olsakta, beraber ölmesekte, herşey yalan olsada…
Benimle atlayamasamda daha yüksek köprülerden,
Seni kimse ateşlere atmaz, korkma!
Çektiğim acıların hesabını kimseler sormaz senden…

Sıcak nefesini yüzümde hissediyorum geceleri,
Donuk, soğuk bakışların delip geçiyor içimi,
Sen elini uzatıyorsun, tutuyorum ve birden yok oluyorsun,
Her gece seni gördüğümde gideceğini biliyorum,
Rüyada olduğunu bilmek ne kötü, gideceğini bilmek
İnsan yinede avunuyor bilsede ayrılıkları,
Sonra buz gibi duvar, ve acımasız karanlık, sessizlik,sensizlik,
Sayamadığım gözyaşları terkedilmiş zamanlara akar gider
Yorgun bedenim, ebedi uykuya gün sayan yüreğim,
sen ve yalanlar…

İlhan Altın
Kayıt Tarihi : 7.1.2006 17:03:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İlhan Altın