Pervasızca türküler söylerken,
Tüm davranışlarını benimseyen bir hayvan olmak istiyorduk,
Su kadar temiz değildi sesimiz,
Ama gün gibi ortadaydı:
Kimseye zarar vermediğimiz.
Yaşamak dedim,
Farz değil seni sevmek,
Sünnet de değil,
Günlümüze söz geçmiyor,
Sanırım kalbimiz kafir.
Fütursuzca boğuluyorduk her kelimede
İnan ki, sanki mutluyduk.
Hiçbir şeye ihtiyaç duymuyorduk.
Pervasız sonradan çıkmalar gözümüze batıyordu.
Eller yasaklara muska yazıp ağlayan bir şeyh gibiydi.
Ne kadar caiz hayatımız varsa hepsi boğazımıza takılı kalıyordu,
Yoktu sözlerimizde keramet,
Bizden çok uzaktaydı kokuşmuş basiret.
Söyle hadi, sevilmeyi hak eden o mu?
Yoksa, ona bu güzelliği veren mi?
Herkesin iyi bir yönü varmış,
Onunki sadece dışa yansımış,
Onun kalbi kara bizim yüzümüz.
Şimdi söylensin:
Yetiyor mu insan olmaya bir güzel yüz?
Yalnızdık.
Yokuş tırmanan kamyon kadar gamlıydık,
Dizeler bitmezdi sonunu o kaymadıkça,
Hiçbir noktada son bulmazdı kaderimiz.
Şimdi düşünüyorum da:
Biz de her şeyi geç anlıyorduk.
Sonrası malum hep aynı hikaye.
Hayatın kendisi bir kinaye,
Hakikat mi mecaz mı bilinmez:
Herkesin sonu bir metrekare.
Kayıt Tarihi : 3.2.2015 10:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!