Sen Ve Meşe Közünde Kahve

Ömer Yücekaya 2
35

ŞİİR


11

TAKİPÇİ

Sen Ve Meşe Közünde Kahve


Rüzgar uyudu
Sustu cırcır böceklerinin sesi
Gecenin esmerliğine buhar üflerken nefesim
Sönmek üzere olan ateşe bir iki odun atıp
Usulca süzüldüm
İki kişilik diye alıp, hep tek kişilik kullandığım
Kamp çadırına…

Irmağın şıpırtısı ve ateşin çıtırtısını kendime ninni yapıp
Uyku tulumunun sıcaklığında, tam deliksiz bir uykuya hazırlanmıştım ki
Birden…
Kalabalık bir orkestra gibi coştu çekirge sesleri ve kurbağaların vaveylası
Sanki kız meselesi yüzünden
İki mahalle birbiri ile kavgaya tutuştu

Anlaşılan bu gece bana uyku haram
Yavuklusuna kaçan bir kız gibi bohçasını alıp kaçtı uykum
Söylenerek çıktım kamp çadırının ıssızlığından
Bir kahve ziyafetine hazırladım kendimi
Bakır cezve buluşunca ateşin közü ile
Efsunlu bir kahve kokusu yayıldı ormanın derinlerine

Doğum günümde hediye ettiğin kuksa bardaktan bir fırt kahve yudumladım
Yüzün geldi gözlerimin önüne
Dokunmaya kıyamadığım, bakmaya doyamadığım yüzün
Bir yüz görümlüğü görebilmek için
Azrail’le pazarlığa oturduğum, kız oğlan kız yüzün

Sahibinin mezarına gelen sadık köpekler gibi usulca kıvrıldım
Senli anıların kollarına
O tılsımlı yangın öyküsünde sen mi beni yaktın yoksa ben mi seni tutuşturdum
Bilmiyorum
Bildiğim zemheride çiçeğe durmuş
Kardelenler gibi kardan fışkırmıştık

Şimdi ikimizde el olmuş, alkışlar içinde ellerin olmuşken
Seni ve meşe közünde kahveyi hâlâ çok sevsem de
O dağ senin, bu dağ benim
Gezmiyorum artık dağlarda
Aşk, oynak bir tavşan gibi zıplasa da içimin bozkırında
Gez, göz, arpacık
Sonuç hep karavana

Acemi avcılar gibi bile bile ıskalıyorum aşkı
Sensiz, aşk bile palavra

Ömer Yücekaya 2
Kayıt Tarihi : 10.12.2024 14:38:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!