Bak iki çocuğun mutluluğunu buldum,
Kim fotoğraflamış bilmiyorum ama;
Bu veletlerin inan aşığı oldum..
Kalsın sende bu fotoğraf,
Çoculardaki şu güzel gözlerde,
Buldun değil mi, tanıdık bir taraf?
Şşşt, bekle, ben cevaplayayım,
Sen yorulma lütfen..
Tanıtayım; sen ve ben..
Yani eski halimiz.
Dünya adlı bir soba başında,
ısınıp; türküler söylediğimiz,
o geri dönmesi imkansız günlerimiz..
Şimdi çok tezekten olsa da ahvalimiz;
Mutluluyum..
ikimiz de, aynı sobada, yanıp gideceğiz..
Tanıtayım; sen ve ben..
Yani eski halimiz.
Eskiler, çok eskiler
belki de taş, hatta kaya devri..
Vaktin olursa; karıştır maziyi
geçmişteki gülüşlerimizi
ne olur; üşenmeden zihnine ser..
Geldi mi aklına şimdi
güzel anlarımız birer birer?
Susma, en azından şimdi susma,
hadi kırma, cevap ver..
Doğru bildim değil mi?
Gülüşlerimiz;
En az; çocuklarınki kadar temizdiler...
Soracağım.!
Fırsat bu fırsat sevgilim, yakaladım seni!
Çok mutluyduk, ve çok sevdin beni.
Ee bu kadar sevdin madem;
Peki ama aniden,
Hatta bir hoşçakal demeden,
Son bir defa öpmeden,
neden..........
Hay Allah.! Kapı çaldı,
Sanırım kaçırdığım keçiler,
beni ziyarete geldiler..
Ah şu çocukların tebessümü öldürecek beni,
eski gülüşlerimiz gibi, masum ve tertemiz,
Bana müsade şimdilik.
Keçiler tekrar kaçıcakya hani,
o zaman devam ederiz...
Kayıt Tarihi : 6.3.2015 05:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!