Günün ilk ışıklarıyla uyanıyorum sabaha.
İlk gördüğüm sen oluyorsun.
Önce bir tebessümle selamlıyorum seni sonra soruyorum.Bu gün ne yapacağız diye sende aynı soruyu bana soruyorsun.Ben sevgiyle yanağını okşuyorum iyiki sen varsın diyorum.Ve gülüyorum.
Biliyormusun ben seni çok seviyorum.Sen olmasaydın ben ne yapardım bunu bilemiyorum.
Sonra aklıma bir şey geliyor.Koşuyoruz deniz kenarına elime taşlar alıyorum. İçimde ki bütün kızgınlıkları fırlatıyorum taşlarla birlikte denize sırf kimsenin kalbini kırmamak için öfkemi böyle alıyorum.Sen dur diyorsun yapma böyle bak balıkları korkutuyorsun.
Haklısın diyorum.Eve dönerken dallardaki çiçekleri inceliyorum.bir tül kadar ince ve gözlerim bu güzellikleri gördüğü için şükrediyorum.Beni yaradan rabbimi kalbimle selamlıyorum.
Yine evdeyiz sen ve ben yok ki birbirimizden başka kimsemiz.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
iFADELER ÇOK GÜZEL.bİRDE MISRA OLAYINI YAPSAN.gÜZEL OLACAK.BU TÜR UZZUN ANLATIMLARLAR MISRALARDA,DHA ÇOK DESTANLARDA OLUR.YUVASIZ KUŞ
Duygulu,konusu güzel.Daha kısa cümleler.YUVASIZ KUŞ
Gerçek üzerine yazılan öykülerden...
Birinci ve ikinci tekil kişiden oluşan bir evren algısı.
Yaşam ,her gün yeniden başladıkça ertesi güne sarkıtılan bellek kayıtlarıyla.
Özgün ve sevecen bir yazınsallık.
İlgiyle okudum.
Kutluyorum.
Nicelerine / Erdemle.
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta