Sen ve ben iki ayrı dalız artık, aynı ağaçta kök vermişken şimdi başka şehirlerin başka esintisindeyiz, ayrılık kimin isteğiydi yada ellerimiz hangi sebepten ayrıldı; hangimiz daha önce birbirimizden geçtik? yaşadığımız onca güzel şeyi unutarak hiç yokmuş gibi yaşanılanlardan hangimiz kaçtık? ,bütün çıkmazlarda aynı kale olmuşken hangimiz daha erken değer kaybettik, ölesiye birbirini severken kim kimin canından nefesini çekti…
Sen ve ben iki yabancıyız artık, aynı bardaktan sevgi yudumlarken hangimiz içmedik sevgi sandığımız aşk şarabından; ne zaman son buldu gözlerimizdeki parıltı, yüreklerimizdeki kalp atışları ve ne zaman söndü içimizdeki yangınlar; hangimiz yürek kapılarını kapattı birbirimizin yüzüne, sözcüklere yetmeyen namelerle konuşurduk, hangimiz daha önce düşürdü dilinden ismimizi? ? ? …
Sen ve ben birbirine hasret iki yürektik; yan yana olurken zaman dursun isterdik, hangimiz daha önce akan zamanı durdurdu? ,yüzümüze çarpan rüzgarı arkamıza almışken kim daha önce ayazlara bıraktı sevdamızı
Öpüşlerimizde saklı kalmış gülüşlerimiz vardı hangimiz daha önce sahte öpüşlerde buldu kendini…..
Yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
Azıcık okşasam sanki çocuktular
Biraksam korkudan gözleri sislenir.
Ne kadınlar gördüm zaten yoktular