Sen ve ben çok yorgunuz,biraz dinlenelim,
Koşmaktan usandık bir mechule doğru.
Ayaklarım hep sızlamaktay'ken gidemeyiz deyilmi?
Biliyorum sende'de aynı ızdırap var yürüyemiyorsun.
Çaresiz dinlenmek için kabristanın uygun olduğunu,
Orada huzur bulabileceğimizi biliyorsun.
Biraz korksak'ta son durak orası başka yok,
Yanlışa'da binsen,doğruya'da binsen farketmez.
Biz yine doğru araca binelim artık yorulduk arkadaş,
Dünya vapuru engin dalgalarla savrulmaya başladı,
Dağlar bile dalgalarda kaybolmuş'ken biz nasıl kaybolmayız,
Gündüzler bile karanlığa gömülmüş'ken biz nasıl ışıkta kalırız.
Artık yorgunluğumuzu atmanın zamanı geldi,
Elini ver ve kendimizi engin kabirlerden birine atalım,
Orda iman ve amelin dünyadan gelen tek sermaye olduğunu,
Hayatın ve ölümün sadece bir gaye için olduğunu bilelim,
Karanlık olduğuna bakma, kabirlerin içi iman ışığıyla parlar,
Oradan açılan cennet kapısı amel anahtarıyla açılır.
Yorgunluğun işte o zaman geçer, arkadaşlığımız işte o an güçlenir.
Geç kalma rahmet kapısı kapanmadan sen ve ben bu kapıdan girelim
Haydi ne bekliyorsun! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !
Veysel NarmanKayıt Tarihi : 3.3.2009 21:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!