Sen akıllı ben deli, sen pür zeka açıkgöz
Ben, uyur gezer körüm, karanlıktakaranlığı
Gördüğüm halde nankörüm
Beni zincire vurdu, doğruluk denen hile
Yok olmuşum, varolanı aşkıyle
Sen evvelce bir ferttin, küçücükte bir derttin
Büyüdün toplum oldun, karanlık yolum oldun
Karanlığa inandın, muhabbetle karşılandın
Çaldın, çırptın, çıldırdın. yaşamanın ufkunda
Kayboldun, engine daldın....
Noksanın yok, kederin yok, utanacak yüzün yok
Çılgın alemin derdin, yaşaman, zevkin keyfin
Bunlar geçer akçeler, bunlar yüzünün akı
Bunlar kambur feleğin, bunlar devranın çarkı
Bunlar görünen köyler, kılavuz istemezler
Senin için yalanlar, dönmüş yangın yerine
Senin için Turan, dönmüş viran yerine
Sana göre, yüce dağlar düz, utanacak gün gelir
Utanır bu rezil yüz
Serseri, deli aptal, sana göre tabi ben
Zincire vurulmuş bir esir,
Beyhude harcanmış ömür
Ademin bu devrana, en akılsız bir dölü
Bu ne acı, bu ne hüzün
Bu devrana öldü sazın
Bu gaflette battı gemin varın yok
Varın hiç oldu eni,
Ensenden kalın kafanda
Kavak yelleri estikçe
Yaşadıkça sendeki şer
Ensenden kalın kafanda,
Fındık kadar beynin var...
.
Azmi Atilla
Kayıt Tarihi : 6.6.2024 14:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!