“sen bu satırları okurken ben çok uzaklarda olacağım”
klişesi bir yana…
sana bu şiiri sana çok yakın bir yerden
aynı şehrin kanserli havasını solurken yazdım
şehir uyuyordu
sen uyuyordun
acım uyanıktı…
içimde şaha kalkmıştı kasvet bulutları
bir yağarsam
bardaktan boşalan okyanus gibi yağacaktım
uyusun dedikçe uyanıyordu içimdeki ağlak çocuk
utanmasam, ah bir utanmasam
ağlayacaktım…
uzaklarda bir yerlerde "gonüm hep seni arıyor" diye
türkü söylüyordu Muharrem oğlu Neşet
yaraya tuz basar gibi
ha bire bir şeyler yazıyordum
yazdıkça çingene hüzünler sızıyordu içime
yazdıkça Rus ruleti oynar gibi
tetik düşürüyordum kalbime…
ben kahrımı kana banıp
acının teyelinden iplik iplik geçerken
kim bilir hangi cehennemdeydin sen
kim bilir hangi silah namlusuna sürüyor
hangi hedef on ikisine sarıyordu seni
kim bilir kimler okşuyordu
sırtındaki kedi patisi benleri
kim bilir belki de evleniyordun
kuşlar gibi uçuşuyor beyaz gelinliğin
içini ısıtıyor herkesin o sımsıcak güzelliğin
belki bir hastane odasında
anne olmayı bekliyordun heyecanla
belki de çoktan anne olmuştun ve
anne olmak
kim bilir nasıl yakışmıştı sana…
sana bu şiiri, müntehir frekans bir gecede
dumanlı başıma tütün üstüne tütün sarıp
buzuldan ateş, ateşten su dilenirken yazdım
yıldızlar uyuyordu
sen uyuyordun
aşkım uyanıktı…
Kayıt Tarihi : 30.5.2025 11:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!