sen benim yıllar boyu içimde büyüttüğüm düşümsün...
sen başka hiç kimsenin anlamadığı dilden konuştuğum,
zırhımı çıkarıp soyunduğum,
kendimi kendine teslim edecek kadar güvendiğimsin.
aşkı bilmeden yaşadığım dünyada
ruhuma aşkını ilmek ilmek işleyensin.
sen öncesi bildiğim her şeyi unutturan,
sonrasını da merak ettirmeyensin.
sen yazın masmavi engin bir deniz,
kışınsa bacası tüten sıcacık bir dağ evisin kalbimin.
sen sevgilim değilsin...
sen benim nefesimsin...
damarlarımda gezinen kan gibi zarurisin.
olmazsa olmazım,
olmazsa kelimesini çıkardığım lügatımsın.
cümlelere tutsak ettiğim kelimelerimin en hisli yanısın.
sen benim ölüme meydan okuyuşum,
ya da ölümden korkuyor oluşumsun.
sevimli bir çocuğun ellerindeki dondurma kadar özelsin.
ki gözlerinden damlayan bir yaşın ardındaki duasın bir annenin.
güneşin doğuşunu bile kıskandıran yüzünü kaçırıp yüreğime hapsettiğimsin.
sen sevgilim değilsin...
dedim ya;
her dediğimsin,
hiç demediğim ya da...
yağmur damlalarının her birine başka başka melodiler yüklediğim yanım,
gerçekte olmayan bir ayrılığın ardından ağladığımsın.
ne zaman bir ağlamak düğümlense boğazıma,
gurur yapıp ağlamadığımsın.
söylesene sen kimsin?
aklımı başımdan eyleyen ve yüreğime bir sevinç çığlığı gibi düşen kim?
ama sen sevgilim değilsin...
sen;
çocukluğumda gövdesine adımın baş harfini kazıdığım ağacın dibine sakladığım yüreğimsin..!
Ziya TüfekçiKayıt Tarihi : 13.2.2017 16:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
13.02.2017 Saat:15:30 Medikule
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!