Şiirde kafiye aramak değil, şiiiri hissetmek gerekmiyor muydu ?
Hüsran kelimesinin kasveti nedense hep birini yenilgiye sürüklüyor.
Vaziyetin vefasızlığında, vefazlığın sonunda veda ettiğimiz duygulara tavır alıyoruz.
Buz dağının görünmeyen kısmında yatmıyor muydu ? bütün kırgınlıkların, özlemlerin kısacası duyguların.
Kısıtlanma duygusunu sevmiyorum diyip kısıtlanmak istiyoruz.
Her olağan olayda olağanüstü tavırlara bürünüyoruz hatta.
Bankta yalnız oturan adam, göz pınarlarıyla savaşır çoğu zaman
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla