Mercan misali, dişlerin birer birer dökülecek,
Çok güçlü kuvvetli belin bükülecek,
Simsiyah saçların, kar gibi ağaracak,
Gözlerinin feri, azalacak,
Pazılı bileğini, bir çocuk bile bükecek,
Eşini dostunu tanıyamayacaksın,
Hafızan zayıflayacak,
Ağzın tadı tuzu kaçacak,
Her şey sanki yavan olacak,
Nazik ellerin titreyecek, bir tas suyu tutamayacaksın,
En lezzetli taamlardan bile, lezzet alamayacaksın.
Sen sen ol unutma bu gençliğin baki değil!
Sesin soluğunuz kesilecek,
Beğenmediklerin bile, sana bıyık altından kıs kıs gülecek,
Gül sevdalısı bülbüllerin, aşk ve şevkle şakımayacak,
Uğruna ölüme gittiklerin, sana gereken kadir kıymeti vermeyecek,
Hiç bitmeyecek gibi, düşündüğün gençliğin,
Şatır bir güvercin misali, kafesinden uçacak.
En bereketli gönül tarlaların, çoraklaşacak,
Ölesiye sevdiklerin, yanında olmayacak,
Daha hazan mevsimi gelmeden, gönül vazondaki güllerin solacak,
Güçlü kanatların, uçmadan yorulacak,
Neşe ve üzüntülerini, seve seve paylaştıkların, seni arkandan vuracak,
Sen sen ol unutma! Bu gençliğin baki değil!
Şarıl şarıl berrak akan, sevda pınarların, boz bulanık akacak!
Sadece hasımların değil, hısımların da sana alay edercesine bakacak.
Bir bela ve musibet, başına geldiğinde, hal ve ahvalin yaman olacak,
Yufka gönlün, sıkıntı ve kederlerle dolacak,
Gönül bahçene, gül sevdalı bülbüller yerine, baykuşlar konacak,
Sevdalı yüreğin, yazın Temmuz'unda donacak,
Celalli ve haşin bakışlar, asil yufka yüreğinin, tam ortasından vuracak,
Salan çok dertli okunacak,
Cansız bedenin, ılık suyla yıkandıktan sonra, musalla taşına konacak,
Cenaze namazın çar çabuk kılınacak,
Yarına dair pespembe umutların, kalmayacak,
Sevdiklerin, hıçkıra hıçkıra ağlayacak,
Harcamaya kıymadığın servetin, en kısa zamanda har vurup harman savrulacak,
Sen sen ol unutma bu gençliğin baki değil!
Kabirde, amelinle baş başa kalacaksın.
Yapılması gerekenleri, yapmadığın için, çok nedamet duyacaksın.
Ah vah edip, hayıflandıkça hayıflanacaksın.
Bülbül misali şakıyan dilin, lal olacak, konuşamayacaksın.
Mizanın önünde, korkundan tir tir titreyeceksin.
Fikri güzel, gönlü güzellere, çok özeneceksin.
Kıldan ince, kılıçtan keskin, sırat köprüsünü gördüğünde, kendini affetmeyeceksin.
Çar naçar olacaksın.
Kendi kendinden kaçacaksın.
Boz bulanık sığ sularda boğulacaksın.
Yürekleri yakan, en manidar naraları atacaksın.
Sen sen ol unutma! Bu gençliğin baki değil!
Ey sevgili insan, ne olur bugünün işini bırakma yarına!
Eline geçen parayı, kuruşuna kadar helal et,
Bakmakla yükümlü olduklarını, helal lokmalarla doyur,
Gönül vazona Muhammedi güllerini bırak!
Muhabbet fidelerini ek can sularını aşk ve şevkle ver!
Nefsin, şeytani heves ve arzularının, rahvan atına binme!
Kimsesiz dul ve yetimlerin yardımına koş!
Asil ve yufka gönlünü rahmani muhabbetlerle doldur!
Kin ve nefretle, husumet ve buğuzla işin olmasın!
Çalış çabala gönüllere gir!
Fikri güzel gönlü güzellerin duasını al!
Sen sen ol unutma! Bu gençliğin baki değil!
14-17Şubat/2019
İbrahim Halil Demir
Kayıt Tarihi : 18.2.2019 12:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!