Bana aşkı anlat benim dünyam
Sen şairsin bize aşkı anlat dediler,
Canın yanmadan anlamazsın sırılsıklam âşık olduğunu dedim.
Aşk güle benzer,
Benzerde hiç dikensiz gül olur mu?
Elinde tutarsın mis gibi kokar, kimseler almasın diye kucaklarsın.
Bu sefer dikeni batar, batar da,
Yara içten için, için kanar kanar da durduramazsın
Aşk bu yüreğini de ciğerini de yakar o ciğerin yansa da benim dünyamsın dersin
Kor alevler bir gün küle dönse anılarla esen rüzgârda yine alev alır hele gelir bir de
Bir dargın bir barışıksan hele ki yandıkça yüreğin,
Kendi dünyanda yüreğini kor ateş dağlar
Yaraya tuz basmışçasına canın yanınca,
Düşünüp sorgulamaya başlarsın.
Neden onun yanında içini anlam veremediğin bir huzurun kapladığını,
İşte o an tüm benliğinde duyguların karmakarışık olur,
Ne olduğunu çözmeye çalıştıkça kör düğüm edersin neyi kabullenmek istediğini bilemez hale gelirsin,
Sonra aklın yerine yüreğini dinlersin,
Yüreğine kulak verdiğinde aşkın anlamsız tiriplerin den vaz geçip
Ayrılmayı düşünürken bir den bire dersin ki
Ey aşk !!!
Sen benim için çok değerlisin ,
Sen benim benim dünyamsın
Kimi zaman
Uzaklara kaçıp gitmek istersin belki ondan belki kendinden,
Gözlerin telefona takılır ellerin çaresizliğe uzanıp kalır,
Gururuna yenilmemek için ona ulaşmanın yolunu bilmediğin sokakta olmak isterken,
Kırık bir kalp ile yaramaz çocuk çaresizliğinde ona en yakın bir köşe başında dona kalır o an ne dersin biliyor musun?
Ben sana gelmedim sen beni buldun…
Ey aşk
Sonra ona daha çok yakınlaştığını hissedersin elini uzatır tut ellerimden demen gerekirken yine kaçmaya başlarsın, kaçarken çok uzaklara gittiğini sanıp elerinle gözlerini kapatır karşı köşeye saklanırsın, hani çocuklar masumca gözlerini elleriyle kapatınca kimsenin onu görmediğini, bulamayacağını zannederler ya işte öyle yaparsın
Ellerinin gözyaşlarıyla ıslanmış olduğunu anladığında parmaklarını aralayıp etrafına bakındığında ise kaçmak, ayrılmak istediğinin yerin hala etrafında döndüğünü anlarsın.
İşte o zaman sol yanın titrer,
Ey aşk dersin
Başka nasıl olur aşk anlatsana
Eline batan dikenin acısını gönlünde hissettiğinde aşk la bakılan solan gülünün güzelliği gelir aklına içini anlam veremediğin huzur kaplayınca kabullenirsin elinde tutmak istediğinde gülün güzel liginden dikenin acısını hissetmeyip aşktan kaçış olmadığını bir kez daha anlarsın.
Devam et anlat dediler,
Dedim ki ne konuşulur ne susulur kelimeler anlamsız kalınca.
Aşk anlatılmaz yaşanır dedim...
Bir gül verirsin sevgiliye zamanla gül solsada hatıralarda anısı verdiğin an gibi taze kalır.
Sevdiğine her bakışta o ilk an kaplar tüm benliğini elini uzatırsın yanakların kızarır ayakların yerden kesilir, yüreğin sinenden fırlayacak gibi olur.
Hangi mevsimde olursan ol kelebeklerin uçuştuğunu hissedersin karnının tam ortasında
Sonra elini uzatırsın tutmak isterken ellerini ,ellerin titrer terler yüzün kızarır utanırsında,o ellerden tutamazsın.
Tutsam sarılsam incitir miyim diye kendini sorgularsın.
Daha sonra kendi kendine konuşursun elim eline değmeden gönlüm gönlüne akmalı dersin sen benim sen benim dünyam ol dersin
İşte o zaman sevdalın
senin akan gönlüne yüreğini açtıysa yüreğin ile sevdan bir dünya olur, nefesin olur, Gülen gözlerde kaybolursun, aşkın yolunda.
Özgürce gönülden gönüle dokunursun, el değmeden kaybolmak istersin.
Gülen uykusuz gözlerin içinde hayallerde boğulursun
Bazen ciğerlerin kavrulur kıskançlıktan paylaşmak istemezsin sevdicegini sevdiceginin ailesiye bile
İşte o zaman işte yüreğinin ateşiyle bir demlik aşk pişer tazelenir her göz göze gelişinde her adını söyleyişinde.
Yanında olmadığında elin de tuttuğun bir resminde ki gülüşünde her an tazelenir Gönül ateşinde pişen sevda.
Sonra, dudakların kurur, kurur da dilin varmaz gel birlikte bir bardak çay içelim, diyemezsin.
Yıllar yollar bazen girmiş olur araya karşılıklı oturup bir bardak çay içip baldan tatlı sohbet edemezsin.
Anlat hadi susma amca daldın gittin uzak diyarlara.
Utanır olur dedim âşık ya da aşk,
aşk ile kuruyan dudaklar karşısında duran iffetli sevda olunca.
Biz aşk denince sesini duyma sakta gözlerine bakmadan o gözlerin hayalinde kaybol sakta saçının bir telini el değ mesem de, tenini koklama sakta bir kâğıt bir kalem ile aşkı yazıp satırlara sarılırız.
Kendimizi de yazdıklarımızla söylediklerimizle sevdirirsek ne mutlu bize,
Şu son sözümü de hiç unutma evlat
Aşkın tarifi çok olur herkes farklı yaşar dedim.
Bazen kâğıtlar kanatlanıp beyaz bir güvercin olup uçup gider,
Severken ayrıkta olursa da insanın eli aya bağlanınca da kanadı kırık kuşa benzer işte o zaman kimi hikâyeler yârim kalır biz o yaşanmış kavuşmayan aşklara da efsane deriz.
İmkânsız aşk yaşayıp ayrı düşen sevenleri de Ya Rab cennetinde kavuştur diye dua ederiz.
ERDİN ŞALLIEL
Erdin Şallıel
Kayıt Tarihi : 30.4.2024 00:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bazen de hüznün kendisi olup dalıyor yaşamımıza
Bizler yaratıyoruz aşkı sevmek için,sonra peşinden koşuyoruz sevilmek için.Koşarken ve koştururken aşkın peşinden,kim bilir ne öyküler çıkıyor ortaya.O öyküler bazen şiir oluyor. Bizler o şiirlerin her birinde kendimizi buluyoruz .Okudukça aşkımızı tekrar, tekrar yaşarız onlarda
Kutlarım sayın Şair
TÜM YORUMLAR (1)