Sen Özgürlüğüne Uçtun

Bu kadar mı kızdın
Bu kadar mı gücendin ki
Bir kuru selamımı
Bir kuru tebriki almaya erindin
Oysa ben sana pandora kutumda ne hayaller biriktirmiştim
Sevecektik birbirimizi
Şirin’in Ferhat’ı, Mecnun’un Leyla’yı sevmesi gibi
Ama bizde ayrılık olmayacaktı
El ele göz göze diz dize bir ömür yaşayacaktık
Mutluluğun resmini yapacaktık birlikte
Sahilde el ele gezip
Dolunayda şiirler fısıldayacaktım kulağına
Sana sürprizler hazırlayacaktım
Mutluluğun mutluluğum olacaktı
Sevmeyi öğrenecektim senden
Yokluğunda özlemeyi
Hoş öğrettiğin tek şey de özlemek oldu…

Nasıl mı özlenir
Bunu da anlatmamı istiyorsan sana inat anlatayım
Özlemek ne yaman bir şeymiş
Öyle özlüyorum ki gündüz hayaline
Gece rüyalarıma sarılıyorum sen diye
Esen rüzgârda kokunu arıyorum
Cadde ve sokaklarda ayak izlerini
Baktığım her yerde gözlerinin izlerini
Göz izi de olur mu deme
Bakıp gördüğün her şey öyle güzelleşiyor ki
Gözümde memleketim oluyor
Senden bir parça oluyor
Bağlanıp kalıyorum olduğun yere
Seninle aynı gökyüzünü paylaşmak bile heyecanlandırıyor beni
Yaşadığını bilmek umut oluyor
Nefeslendiğin havayı nefes nefes dolduruyorum ciğerlerime
Farkında olmadan ben sen oluyorum
Seni yaşıyorum
İşte böyle özlüyor
Seni böylesine seviyorum…

Ben seninle bir ömrü paylaşma hayalleri kurarken
Sen bağlanmaktan korktun
Sevmeyi esaret sandın korkup kaçtın
Oysa güvenmekmiş sevda
Bütün korkulardan emin
Yuvanda olduğunu bilip
Mutluluğu sevgiyi yudum yudum içip
Geleceği birlikte kurmanın hayaline dalmakmış
Ben seni kalbime, yarınlarıma yazmak isterken
Sen özgürlüğüne uçtun…

©
12 Ocak 2024
01:33