Sen olsaydın bir masanın karşılıklı sohbeti olurduk.
Mezemiz aşk olurdu.
Vanilya kokulu bir cam kenarı sohbeti.
İzmaritlere harman olan aşk dili.
Ben ellerimi uzatırdım,sen olurdum.
Sen ellerini uzatırdın,gökyüzü olurdun.
Olmazlara inat, merdiven dayardım göğe.
Bulutlarda yaşardık aşkımızı.
Sahil kenarının iyot kokusu,
dalgalanır bir esintiye dönüşürdü.
Sen bakardın, ben korkardım gözlerimi hapsetmeye.
Öyle imkansızdık işte.
Sen olsaydın
Upuzun merdivenler gibi soluksuz, kalabalıklar içinde bir uğultu,
dalga sesine aşık martılar gibi.
kapatırdım gözlerimi.
Bir sen olurdu, bir senin sesin.
Ve tüm dünya sessize alırdı kendini.
Sen olsaydın ağlamazdım ben.
Yokluğuna gözümü kapatıp.
Yine hayaline günaydınlarım olmazdı.
Kirpiklerimde yağmur birikti nicedir,
Puslu herşey, puslu evren.
Sen olsaydın,
Bizi kimsenin anlayamayacağı bir dili keşfedip
Dünyadan uzak bir adaya hapsederdik kendimizi.
Hala keşfedilmemiş bir aşk varken içimizde.
İzin vermemeliydik bizi tüketmelerine.
Sen olsaydın, cümle aleme haykırmak isterdim,
Benim diye.
Seviyorum diye haykırıp, yankılanmasını isterdim,
Dünyanın her yerinde.
Aşk şarkılarını özgürce armağan ederdim sana,
Sen dinlerken mest olurdun, ben maşuk
Ve başlardı bizim şarkımız.
Evim sen olursun yuvan ben...
Kayıt Tarihi : 20.1.2025 14:22:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!