İlah-i sırla başlasın bu Aşk’ın heceleri
Koyutulumuş bozguna uğramış yanlızlığın bestesi bu Aşk seferi...
Katılmışlığın susamışlığın kana kana içildiği bir Aşk hikayesi
Zamana savrulan yılların yaşanan bir sevdanın
Kalemi tüketen duygu halidir bu Aşk nağmesi...
Sorguların yokedildiği nedenleri hiçe saymanın pervasızca acıya atılmanın
Aldırmadan maşuğa savrulmanın en yalın hali bu siyah gecelerin dillenmesi...
Yandı gönül yandı yürek Nisan yağmurlarının seyrinde
Umulmadık bir anda
Aşk kendini gösteriyordu Ayışığında...
Sevgilinin o güzel yüzü elleri tutuşan o siyah teni
Titrek mum ışıgında geceyi aydınlatan o güzel yansımasıyla...
Geceyi güldüren bakışlarıyla
Sen O’sun ey Sevgili
Diye mırıldanan Yaylakızının dudaklarında
Beklenen bekleyen
Aşına olmuş ruhunun İlahi Aşkı
Sen geldin değil mi Ey Sevgili
Beklenilen gün bugündür
Anların tek nefes olduğu
Sarmaşık ruhunun dolandığı sen geldin değil mi efendim?
Beklenilen Sevgili hoşgeldin diyordu
Gözlerindeki O sonsuzluğun yeminini kılan bakışlarıyla
Dudagında kalan donakalan
Sen O ’sun diyen mırıldanışlarıyla
Nefesi kurudu sahra çöllerinin çoraklıgıyla
Gecenin batımına savurduğu dilindeki duayla
Allahı’m sana şükürler olsun
İlah-i gücünle bana sunduğun bu Aşk’ı
Beni alıncya kadar yaşıyacağım diyordu yaylakızı
Son nefesimde bile İlahi Aşk’ımın sevdasıyla sana daha coşkulu varacağım diye mırıldanıyordu
Sözler verdi kendine
Ardında bıraktığı nice yaşanmamışlığın birikimiyle dağlandı Sevgiliye
Kor oldu sevda çölünde kadınlığın arıtıldığı ruh haliyle
Tertemiz ve yalın
Yalınayak koşmuştu gönül diyarına
Nefesnefese idi duyguları Yaylakızının
Sarmaşık gibi dolanmıştı Aşk’ın gövdesine
Kaçınılmaz bir sevdaya esirdi Yaylakızı
Paşa gönüllerin efendisi
Paşa Yaylakızının gönul ırmağı
Paşa duruşundan ciddiyetinden nice savaşlar veren gönül melekeleri
Hepsinin hayalinde
O ise Yaylakızının gönül mahseninde
Gidenler akar okyanus gibi üzerinden
Kaybolur kahırlar dehlizlerinden
Herşey İlah-i Aşk’ın tecellisi idi
Bunu algılayan iki yuregin bedene yolalmasına seyirci kaldı zaman
Seyirci kaldı Aşk
Bıraktı okyanusa bu iki bedenden oluşan tek nefesi
Hadi hayırlısı dedi Aşk
Bu da benim yazgımın hikayesi
Ateşlere atılan Aşk’ı mühürdü
İki faninin ebedi sona yol alışına tanık kalacaktı tarih
Şahit olacaktı Ay Güneş ve Yıldızlar
Hele de çoban yıldızının hayreti
Venüsten gelen bu Aşk’ın ibaresi
Geceye mühür basmıştı Aşk
Dolunay Ayyüzlünün gölgesi
Işıldayan yakamoz Aşk’ın habercisi
Anlatıyor gece bu Aşk’ın ilk seferini
Hoşgeldin diyordu Yaylakızı
Hoşgeldin Paşaların efendisi
Bilemediğim onun bildikleri idi
Bildiklerimde onun bilemedikleri idi
Diyordu kendine Paşa....
Kayıt Tarihi : 13.1.2010 02:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
saygılarımla...
TÜM YORUMLAR (3)