Simâna cihanda şahit yoktur; gözlerinin derinliğine kuyu,
Gönlünün esintisine ne bir dem buldum, ne bir serpinti,
Sessizliğine çare bulamayan dilim, terk eyledi konuşmayı, içtiği suyu,
Çelimsiz dizelerim meftun yoluna; seyyare eyledi cihanı; boşunaydı bu gezinti.
Geç anladım Ey Çiyari Guzin; sen zor bir ilimsin.
Kaleme mürekkep dayanmadı, sana benzeyen mısralar kifayesiz,
Sözler seli nâfile, kelime okyanusum, gözlerinde boğulur çaresiz,
Ben bu derdi içimde büyüttüm, bir ihtiyar oldu yarensiz,
Bu cihâdın şehitliğine hazır bir pehlivan, korkusuz ve kefensiz.
Geç anladım Ey Çiyari Guzin; sen zor bir ilimsin.
Gökyüzü anlatır gönlüm derdini, sen yağan yağmurdan bihaber,
Penceremde buğulanır bir ressamın eseri, çizdiğim en güzel eser,
Seni sanata dökmek: bir deniz kızını gökyüzünde aramaya benzer,
Ben vuslat derim, sen derim, cenneti tasvir etmeye kâfiyeler mi yeter?
Geç anladım Ey Çiyari Guzin; sen zor bir ilimsin.
Seni anlamak; zor imiş, gökyüzünü yakalamak kadar zor işmiş,
Lalezârlar yetiştiren bahçivan, sevgi yumağına sahip olamaz imiş,
Kalemiyle seni anlatmaya çalışan Ferhan; dağı taşı senle bezemiş,
Bir sen bulmuş ilminde, bir sen! Yontmakla kalmayıp kalemini ezmiş..
Kayıt Tarihi : 24.4.2019 16:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!