Roma'nın kafesinde, hayvan gibi yaşardın.
Yoktu hakkın, statün. Köleydin horlanırdın!
Âl-i Selçuk geldi de rahat bir nefes aldın
Hiç utanman yok mudur? Sen ne dersin ermeni!
Bin yıl geldi de geçti, Malazgirt'ten bu yana.
Âl-i Selçuk devretti Kut'u Âl-i Osman'a,
Millet-i sadıka dedi, Osmanlı o gün sana.
Bu ne nankörlüktür? Sen ne dersin ermeni!
Altı asır geldi geçti, asimile olmadın.
Osmanlı tebaasında hoşgörüyle yaşadın.
Soy kırsaydı Türk oğlu, bu güne kalır mıydın?
Bu nasıl aymazlıktır, sen ne dersin ermeni!
Osmanlı müreffehken hiç sorun çıkarmadın,
Bay kılınan bu yurtta servete servet kattın.
Var mıydı senden refah, ne istedin almadın?
Bu nasıl sahtekarlık? Sen ne dersin ermeni!
Âl-i Osman'ın adı, olunca hasta adam,
Rus'un finosu oldun, utanıp sıkılmadan.
Bin yıllık akdi bozdun, kardeşken düşman oldun,
Hiç mi sinen acımaz, sen ne dersin ermeni!
Türk Milleti harp ederken o gün yedi cihanla
Sırttan vuran olmadın mı, yaşadığın vatanda?
Kaç bebek var öldürdüğün? Kundak diye toprakta.
Hiç vicdanın sızlamaz mı? Sen ne dersin ermeni!
Gebe kadının karnından keyifle bebek söktün!
Yaşlı çocuk dinlemedin canavarca kan döktün!
Sürgün yolu görününce hepten döndü kör gözün!
Hiç yüzün kızarmaz mı? Sen ne dersin ermeni!
Hocalı'nın izleri bu gün hâlâ yaşıyor.
Köpek soyu Balayan bak kitapta ne diyor;
Pencereye çivilenmiş küçük bir Türk çocuğu,
Ağzında annesinin kesilmiş kanlı uzvu.
Derisi yüzülüyor ve süre tutuluyor;
Yedi dakika sonra öldüğü görülüyor.
Ölüm bile yetmiyor, içleri soğumuyor,
Haçatur cesedi paramparça ediyor.
Böldüğü parçaları köpeklere atıyor,
Zori ise sevinçle epey gururlanıyor ,
Aynı vahşet üç çocuğa daha uygulanıyor.
Ertesi gün kilisede günah çıkarılıyor!
Düşmanlığın bile, adabını bilmezsin!
Katliamlar yapar da, soykırım der gezersin!
Özür dilemektense, bir de özür beklersin!
Hiç şerefin yok mudur? Sen ne dersin ermeni!
Kayıt Tarihi : 24.4.2024 17:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!