çizgili süveter,
yakası kolalı gömlek,
ve içilmeyi bekleyen bir çay gibisin oracıkta..
ki unutmak kadere atılamayacak kadar haksızlık içerir durur baş ucumda..
sen nasıl durduğunu farkına varma.
sonra günlerden pazartesi bir öğle vakti olduğunu unutma.
ben unutmuyorum kullanılmadığı için kaldırıma atılan o koltuğu,
yağmur görmüştü,rüzgara dayanmıştı,güneşe susmuştu,
o da biliyordu konuşmanın vakit ve yeri olduğunu,
bunca vaefasızlığa bundan susuyordu.
bende susuyorum vefasızlığa değil,
kırgınlığa küskünlüğe değil,
bunlardan yok kalmadı bende,
benim sustuğum zaman,seni mahşer yerinde gördüğümde olacak.
seni ne zaman görsem susuyorum zaten,
bunu bende anlamış değilim, neden!
sen öyle durunca karşımda,bu yüzümün kızarması neden.
alnımdan soğuk terlerin aktığı da bir rivayet değil gerçekti ardından.
sonra kalbimin yerinde duramaması,
ben ilk defa böyle yalpalandım bir leyla tarafından.
son olması için de ettiğim dualarım var.
anlaşılmak istemiyorum sen tarafından.
ecnebi dilin gibi yaban kal yanımda,
tanımadığım her hal sen ol.
yaşamak kime yaramış,
ben isteyeyim.
ölüm ayrıldı senden bırak dirim mechul e kalsın.
Kayıt Tarihi : 14.10.2014 01:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
x diye bir sayı varr hala.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!