Yalın ayaklarımızla yürüdük Munzur'un sarp dağlarında,
Türkü olduk dolandık
Bir martı sessizliğinde,
her gece Irmak boylarında,
Beytüşşebapta-Lice'de-Kandil'de-Zaho'da-Yüksekova'da,
Sınırlar tel örgüler arkasında acı bir özgürlük var,
Yüzlerce kayıp,
Binlerce ölü,
Milyonlarca canı pahasına direnen halklar var,
Halepçede halan kan izlerimiz duruyor ev/ev-dağ/dağ,
Toprağa defnedilmemiş çıplak kemiklerimiz var,
Çocuklarımızı katleden faili belli bir devletimiz var,
kaynar şu Fırat'ın asi suyu
Kan olup akar
Mezopotamya boyunca,
Bizimle kurulmuştur,
Bizimle oluşmuştur,
Bizimle başlamıştır,
Domuz bağları-elektrik işkenceleri,
Ve türlü bezdirme/yıldırma arayışları,
Binlerce militan yetişti zulmün eksik olmadığı bu topraklarda,
Zemheri yaklaştıkça silah sesleriyle bölünürdü,
o kör-o sağır-o dilsiz/suretsiz geceler,
Ve biz umuda sarılırdık,
Silaha sarılırdık,
Senki hangi Rahmi'n çıkardığı o kahpe dölsün,
Senki hangi ırkın inkarı,
Hangi günahın suç ortağısın,
Senki bu kadar acımasız,
Senki bu kadar zulüm sevensin,
Ve sen her an her saniye hep ana avrat küfrettiğimsin....
Kayıt Tarihi : 20.6.2020 00:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!