umut katili yüzleri / gün saydamı
efsane firarisi devleri aynalarda şımartır
pudraya ay yansıması yüzü bir tuhaf kireç beyazı
güz saçlarını dökecek / kızıl sarı kıyamet tozlandı
dudaklar bir hüzzam girdaptı / bir o kadar çığlıklı
beden kılıf / ruh sebep / iç eriten demler uslandı
kumlu güneşten gözleri / zar saydamı
biraz baharı yalar iç damarları hayli elektrik mavi
sinsi pembeler içinde öksürüklü erkek cımbızı ses
iklimleri yüzü değiştirir/ nefes soyunmadan koklandı
gerdan gül dalından kemiksiz / buselere nişangah pamuk
elleri kalem ürkütür / ziyadesiz dokunmadan okşandı
jilet dudaklı cümleler / yüklemi yer adamı
rüya noksanı fısıltı izli / nefesler kuşkusuz hüznü taşır
sığınma talep eder yurtsuz bir kelime kıvranır durur dilde
ürperir döner odalanırdım / şiir buzlandı
ipek buluttan bakışlardı / nice oğlanla sevişmişler
kıvranan kelime aşk / bedeni çoktan tuzlandı
kumlu güneşten gözleri / zar saydamı
zümrüt nehirler akıtılmış buğu tozlu
kirpiktir bekçileri / birer ok birer kılıç
çiğne tükür aklındaki adımı / bakış telaşlıca saklandı
kıvılcım kusar sicim akar / yanardağ ağzı bir gizi saklar
eski zamanlarını seviştir / bekar diller ballandı
destandı ilk duruşu / görünmeyen soyda mı
serüven bitiren yarasa emişi şiir mıknatıslar
ay mahcuptur artık / gezegenler çırpınıyor eksenleri yamuk
şehvet saati arıyor yelkovanda / akrebin barutları ıslandı
ne adamlar görmüş / benim gibisini görmeyecek
çınar ıhlamur sedir devriliyor satır / mısra ın aklı sızlandı
kutalmış tonyukuk yılmaz 25 aralık 2006 samsun
Kayıt Tarihi : 26.12.2006 18:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sanatçı dediğimizin imge sıkıntısı vardır. Bazen bir tuval önünde kıvranır ressam ya da bir illüstrasyon sancısında tasarımcı... Öyle bocalatır ki bu durum, yaşamdan tamamen soyutlanmanız ve kendi iç kabuğunuzda bir patlama yapabilmeniz beklenir. Koleksiyonunda, bir bestecinin, bir ressamın, bir heykelcinin en beğendiği, kendim dediği, işte bu benim dediği yapıtları olmalıdır, vardır da. İşte bu anlamda biz sanatçıların hele ki plastik sanatlarla uğraşan sanatçıların, arasıra bir fevk atma dönemleri vardır. Diyeceksiniz ki git o halde sanat dalınla ilgilen, fevk at, ne işin var şiircenin içinde, ama öyle değil işte. Sanatçı yapıtta biçim arar form arar, kanal arar. Toplumun umudu, heyecanı, mutluluğu, huzuru, sızısı gibi ya da sadece kendi başına sadece aşk gibi durumları vardır sanatçının. Bu bir santimantal karşılıktır, bazen beste olur, şiir olur, bazen de resim olur. Ama 'kendim dediği' farklıdır diğerlerinden. Dışarıdan bir şizofreni hatırlatır o an ki çoşkusal ve inişli çıkışlı duruşu. Anlaşılması gereken tek durum, sanatın ve onun kanallarından birinin anaforuna kapıldığı, mıknatıslandığıdır. Girdiği girdap ne çapta ve ne derinlikte ise o durumu anlatacak imgesel çoklukta aynı oranda artar. Bu arada kimselere ders vermemeliyim yanlış anlaşılmaktan ürkerim. İşte bu şiir, ne kadar şiir denirse artık, o an'ın bir dolu yansımasıdır karşılığıdır. Evet, şiir denilen bir seferde eşgüdümlü vurmalıdır, aklı ruhu ve yüreği. Ama bu bende ki imge kalabalığıdır, şiir değildir zaten. ‘Maksadını’ aşan bir içtepkiselliktir. Amma bütünü ele alındığında (aklı biraz yoruyor farkındayım) ziyadesi ve nihayetiyle, yoğun ve karmaşık, aşktır. Saygılarımla
iç eriten demler uslandı
nefes soyunmadan koklandı
iç eriten demler uslandı
nefes soyunmadan koklandı
ziyadesiz dokunmadan okşandı
bakış telaşlıca saklandı
bekar diller ballandı
şiir buzlandı
ziyadesiz dokunmadan okşandı
mısra ın aklı sızlandı
işte şiir de imgelerin arasındaki yıldız kümeleri.kolay gele..
TÜM YORUMLAR (2)