Tezgâhında martavalı dokuyan
Düzenbaza sahtekâra koka dur
Kör gözüyle karanlıkta okuyan
Bülbül gibi şivekâra baka dur
Gayri ciddi olan ciddiyetsizler
Korkudan habire mümini izler
İslâmın en zayıf anını gözler
Sen burnuna halkasını taka dur
Yâdında mı Napolyonun ânları?
Yahudi Nasrani, Eti, Hunları?
Ermeni, rum, moskof, bu yonanları
Çıktıkları deliğine soka dur
Bu Cu. Ha. Pa. Kıraliçe gelini
Alamanya, Fıransanın elini
Hainlerin ağzındaki dilini
Allâh için Rasûl için çeke dur
Yılda dört mevsimin görülür hayrı
Ekilen anında biçilmez gayrı
Ahmak kendisinden düşmüştür ayrı
Yuları tak çeker iken seke dur
Arzu, emel hedefine menzilde
Vâsıl olur; kabûl ettir sen gelde
Hedefteki Turan, Kur’ân sağ elde
Sen; çakılan kazıkları söke dur
Alperenin cennetteki köşkünün
Yedi hilâl kâbûsudur şaşkının
Dînî-milli devlet ÜLKÜ âşkının
Sevdâsıyla sen kendini yaka dur
Dokuz tuğla yedi hilâl âşkına
Çıkıp kurul hilâfetin köşküne
Müslümansa yardım eyle düşküne
Namertlere mert kazığı çaka dur
Çeşit, çeşit ni’metleri sunar da
Her bir nankör yediğinde bunar da
On beş asır sarsılmayan çınar da
Yaprak döker dala değil köke dur
Üçyüz yıldır kan akıtan bu şerden
Ahlara mukabil gökten ve yerden
Cenneti âlâ’dan havzı kevserden
Ümmetinin deryâsına aka dur
Yanıma yatacak canımdır benim
Uğruna döktüğüm kanındır benim
İSLÂMİ der vatan; benimdir benim
Hırlayanın dişlerini döke dur
Kayıt Tarihi : 31.8.2020 23:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!