bir gün kader denilen şeyi sana Merhaba dememe sebep oldu vardın vardım Ve vardık ama sendin bendim henüz bir olamamıştık biz olduk ama bir olamadık ve sonra kapılmışım ben kendimi sen seni ben ikikimizi bir sanmışım. hani olur ya etle tırnak gibi hani olur ya nefes ile ciğer gibi yani biri olmadan diğeri anlamsız olur ya hani işte aynen öyle bilmişim ikimizi yaşanan zaman içinde ve bir gün sen gittin ben kaldım bu iki adımlık şehirde giden bir beden dedim sadece yürek hep aynı yerdedir öyle ezber yapmışım gidişini oysa yalandan da yalan gözlerini ne çok özlemişim. Şimdi anladım ki giden meğer önce yüreğimi terk etmiş uzunca bir yol almış bencil yüreğinmiş ve ben bir gün gelişini beklerken sen gidişimi beklemissin. sonra git gide ayrılıklar çoğalmıs birikmiş üst üste mesafeler girmiş araya uzaklık kazanmış bu aşkta önce uzun uzun süren konuşmalar hergün biraz daha eksilir bahaneler çoğalır baş ağrıları başlar sancıları bitmez gece boyu seni mutsuz eden başkasını mutlu etmeye başlarmış ve bir gün ona hayat veren sesin soluğun onu hayatından bezdirir bir Merhaba dersin nasılsın dersin kelimeler biter dil lal olur yürek susar konuşacak hiç bir şey kalmaz gece boyu düşünür durursun o bitmeyen samimi yürekten Sohbetleri Özler olursun bütün varlığını oysa bir zamanlar konuşmadığın zaman olmuyordu ne ara tükendi kelimeler ne zaman bu kadar alıştırdık Yüreğimizi bu ölüm sesizliğine ve şimdi eksildik işte kelimeler gibi eksildik o uzun geceler gibi ve tükendik işte sözcükler gibi her gün azar azar tükendik bittik işte gözün aydın ayrılık yine sen kazandın
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla