Karton bir kutu içinde
Minicik bir yavru kedi
Oğlum tarafından getirildi.
Çekilince ev halkı okula, işe
Saklanırdı gondolun içine.
Arada bir başını kaldırıp
Derin derin bakarken gözlerime
Kim bilir hangi duygular içinde.
Acıkınca dolanıp ortalıkta
Yiyecek arıyordu.
Bir şişeye geçirdiğim emzikle
Biberon uydurdum kendisine.
Geçip karşıma oturdu,
Gözleri bende.
Yavaş, ürkek adımlarla
Buluverdim dizlerimde.
Sürtündü, hırladı, mırladı
Biberonu birkaç kez yaladı
Sütünü içti bitirdi.
Kendini kollarıma bırakıverdi.
Önce sağ, sonra sol patisini
Ardından yüzünü temizledi.
Yuvarlandı kucağımda uyudu.
Annesi yerine beni koymuştu.
Adını haydut koyduk hınzırın.
Oluverdi evimizin neşesi.
Sanki biz değil,
O bizim sahibimizdi.
Zaman içinde sayın patron,
Dağıttı görevlerimizi.
Benim işim doyurmak,
Oğlumun işi oynamak,
En zevklisi babanın,
Onu sokağa çıkarmak.
Kuralları o koyuyor
Bize de oynamak kalıyor.
Bulduğu fareyi, güvercini
Ödül diye veriyor.
Çocuklarını da baktık hazretlerin,
Dağıttık farklı evlere.
Bizimki yerleşti artık
Gitmez hiçbir yere
Derken on yıl geçti aradan
Mutlu mesut yaşıyorken
Taşındık başka eve.
Hırçınlaştı, bağırdı, çağırdı.
Anlaşılan bize tavır aldı.
Yemeden içmeden kesildi,
Adeta hayata küstü.
Acı çekiyordu güzel kedim
Aldım,veterinere götürdüm.
Önce depresyona girmiş,
Ardından böbrek bitmiş.
Tedavi için yatarken klinikte
İki gün sonra gittim ziyarete.
Gelemedim affet demeye.
Ah Haydut!
Bir paket içinde
Tutuşturuldu elime…
Kayıt Tarihi : 6.6.2007 15:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
On yılımızı birlikte geçirdiğimiz sevgili kedime... Seni çok özlüyorum.her kitap okuyuşumda başın göğsümde,mırıltını duyuyorum.
Dünyanın temeli sevgi üzerinedir.
Siz her şeyi söylemişsiniz daha doğrusu yapmışsınız.
Sevgiden öte bir şey yaptıklarınız.
Tebrik ediyorum.
Veteriner hekim tarafından artık yapılacak bir şey yok denilen bir kediciği ağır yaralı olarak bana getirip bırakmışlardı. Bütün işlerimi bıraktım. Onunla ilgilenmeye başladım. Patilerini tutuyor başını okşuyor, rahat etmesine çalışıyordum. Ağzına damlalıklarla su veriyordum. Belli belirsiz çok hafif nefes alıyordu. Ara sıra kendinden geçiyordu. Acaba öldü mü derken yaşadığını anlayınca okşamaya devam ediyordum. Yanında birisi varken ve onu seviyorken son nefesini versin istiyordum. Buna hakkı var şu kısacık yaşamında diye düşünüyordum. Saatler geçti. Akşam oldu, gece oldu. Uyumadan kediciğin patileri ellerimde öylece başucunda bekliyordum. Sabaha karşı uykusuzluğa dayanamamış, yarım saat kadar içim geçmişti. Sanki bir çığlık duydum. Kendimi toparladığımda kediciğin artık nefes almadığını farkettim. Vücudu henüz soğumamıştı ama ölmüştü işte. Son nefesinde ben ona destek olamadım, sevgimi duyamadı, neden uyudum sanki diye bir müddet kendimi suçladım. Çok ağladım. Tanıyalı bir gün bile olmamıştı bu minik dostu. Ama ne farkederdi ? O doğduğundan beri insanların hayatındaydı ve kimbilir başına neler gelmiş neler geçmiş, çileli kısacık hayatına acılar içinde veda etmişti.
Daha fazla yazamayacağım. Aşırı duygusallaştım.
Şiirinizi tam puanımla kutluyorum kardeşim.+ant
sevgilerin en büyüklerinden birini nefis bir anlatımla işlemişsiniz...
saygılarımla...
TÜM YORUMLAR (6)