uyandım gülüm
uyandım
ölüm uykuları olmuyor üstüme
ironik çöküştür bu yağmurlar
susturuluyor kır bakışlarında
yeşil geliyor sesi bu düşmelerin
koynundan alıyorum emzirilmeyi
yangın oluyor ellerim
gidemiyorum
bana küsme gülüm
ben kırılmalar da bıraktım insanlığımı da
beklenti denizlerim hiç dalgalanmadı
ölüm gibi kabulüm gelen ayrılığa
susma
susmada yolla beni
geç kaldığım sabaha
baş ucuma konma
kuşlar erken ölür buralarda
yanar kanatlarım yanımda
bende kül olur giderim sonra
bana bakıp kalma gülüm
bu gözler çocuklarındır
yağmura gün sürenlerin
dilek kutularına parmaklarını koyanların
ekmek ucundan tutup kopanlarındır
annen söylemedi mi kin güllerini
ekip toprağa ilk çocukları
öldürdüklerini
sen kalma gülüm
burada ağaçlar ağlar koşamayanlara
burada tarlalar lastik kokar
bu dağlar taranır
gece öksüz bırakılır
sen kalma gülüm
ölüm gelir seni ortama bırakır
öteki yıl /
Zafer Zengin EtnikaKayıt Tarihi : 3.10.2006 00:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
'ölüm gibi kabulüm gelen ayrılığa '
Türküler boşuna tekrarlayıp durmuyor,' bir ayrılık, bir de ölüm' diye. Türküleri yakanlar birer yaşam ustası olduğuna göre, ermiş sayılıyorlar yaşamın bazı sırlarına. Her şeye çare bulunuyor da ölüme ve de ayrılığa bulunmuyor ya. Oysa, ölüm ölümdür; ayrılık öyle midir? Ayrılık, geri dönüş olasılığı dahil pek çok şeye gebedir. O halde sormak lazım dizelerin sahibine, Yukarıdaki dizelerden bize yansıyan ön kabul niye?
Saygılarımla.
TÜM YORUMLAR (1)