Aşk gibi hatırlıyorum seni; oysa bilmediğim ölümmüş adın...
Bir hüzün tarlasından geçtim akşam vakti, yanaklarım ıslandı. Ne olur garipseme acılarımı; yaşadığın aşkı binle çarpıp ben öyle yaşadım.
Yalanmış oysa adın...
Gözlerim açıkken neyse, kapattığım zaman neden görüyorum gözlerini? Bilmediğim makamda şarkıymış aşkın...
Aşkından bana, geceymiş düşen, hayallerim sana kaldı; sen zaten sevmeyi hiç bilmedin. Oysa yakmıştım bütün gemileri sadece sen gitme diye; özgürlüğü kuşun kanatlarında bulacağın aklıma gelmezdi.
Sen kadar kuşlara da küskünüm şimdi...
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman