Sen nadide bir gülsün, kalplerde açan,
Sen mütevazi bülbül, saraydan kaçan,
Sen ihtişamından ürküp ateşler saçan,
Kral sensin, kural sen, sensin İstanbul.
Sen büyük kıtaların buluşma yeri,
Sen insanoğlunun müthiş eseri,
Sen dünyanın özü, zamanlar piri,
Geceye nur sensin, gündüze yol İstanbul.
Sen, büyücüyü büyüleyen sihirbaz,
Sen tarih çizgisinde asasız cambaz,
Sen gönüler ilham, duygulara haz,
Sadakat sen, sevda sen, sensin İstanbul.
Sen milyonlarca kulun ekmeği, umut,
Sen geçmiş zamanların şahidi, anıt,
Sen kendini bilmeze en güzel yanıt,
Ülkülere can veren sensin İstanbul.
Sen ırkların yoğrulduğu mozaik,
Sen siyahla beyazı birleştiren ilk,
Sen mavili yeşilli ala gelinlik,
Vuslat gününe mekân sensin İstanbul.
Sen Topkapı Sarayı’nda dünyaya ferman,
Sen Darülaceze’de garibe derman,
Sen hakların paylaşıldığı harman,
Adalet sen, kadı sen, sensin İstanbul.
Sen Süleymaniye’de cinler yalvartan,
Sen Ayasofya’da insler ağlatan,
Sen sebiller başında ruh ferahlatan,
Çare sensin, hekim sen, sensin İstanbul.
Sen çeşmelerinle gönül yeşerten,
Sen medreselerle ilmi yücelten,
Sen türbelerinle kini körelten,
Gözyaşındaki mana sensin İstanbul.
Sen aşk deryasına tükenmeyen sel,
Sen aşığın sazında bir haykırış, tel,
Sen şair kaleminde büyük sır, gazel,
Nota sensin, ahenk sen, sensin İstanbul.
Sen yürekleri yakan, dehşet bir volkan,
Sen damarda akan, esrarengiz kan,
Sen rezilliği yıkan, doruktan bakan,
Efendi sen, köle sen, sensin İstanbul.
Temmuz 96
Okmeydanı
Kayıt Tarihi : 23.4.2006 12:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!