Bir özlemin tadı,
Bir hasretin adısın sen.
Bir buruk ezgisin şimdi eski plakta,
Kah ayrılık, kah özlemsin sen.
Bir öykünün konamayan son noktasısın.
Ve sen bir türlü bestelenmeyen o şarkının son notasısın.
Geçenlerde kırılan kristal vazonun en küçük parçası,
O parçadan yankılanan bir kırgın ışıksın sen.
Uzak denizlerde bir okyanus derin,
Yorgun, hasta ve şoğuk bir alevin,
Örttüğü son yorgansın sen.
Hatırlamadığım bir tarihte tutuşan kor ateşsin ya!
Bir türlü sönmeyen,
Bir lodosun ardında gözü yaşlı deniz kızı,
Balıkçının yürek avında ıssız bir sızısın ya!
Bir türlü dinmeyen.
Ve bir özlemin tüllendiği akşamda batan güneş,
Famme fatel / Doğmamış çocuğun ilk kahkahası ilk ateş,
Yakut kadehin içinde bir beyaz şarapsın sen.
Beyaz bir filmin yazılmamış senaryosu,
Aktör sen.
Filmin adı “jetame”! ..
Ve Paristen gelen ince akordion sesine inat! ..
Seviyorum demek geliyor içimden! ..
Kayıt Tarihi : 14.1.2003 10:27:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!