hangi, hangi dağ aşıldığında aklımdakileri de aşmış olacağım bilmem.
güneş doğar, içim turuncu çiçekleri açar, koklar yosun yapışmış geniz’im
bir deniz var sanırsın, üflesem nefes keser ufukta bir hüzün dalgasını
ben kendimi bıraktım, akıntı beni götüreceği yerde uyutup duruyor
çarşaf gibi, üzerimi annemin örtmediği kadar sıkıca örtüyor, bu nasıl deniz
şimdi yalnızlık içimden bir süngü gibi tüm organlarımı yarıp geçiyor
güya senden kaçıyorum, mesafe uzaklaştıkça içimi sende bırakıyorum
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman