Yazın rehaveti yavaş yavaş çekilmeye başlayınca yeryüzünden
Hazan mevsiminin soğuk yüzü karşılar doğanın çatık kaşlarını
Güz rüzgarları dağların yüzünü soğuturken yakıyor genzimizi
Güneşin solgun yüzü okşamaz oldu artık ısınmayan bedenimizi.
Aslında sen bize her mevsim gelirsin de, gören kaç kişiyiz
Kaç kişiyiz nehirlerin bereketini idrak edip de, seni seven
Ey! kalbim, sen onun görünmeyen yüzünü görmez isen körsün
Seni unutmayan yüreğimde sen aşkın şah damarında hüzün'sün
Seni sevdim, sana adım gibi inandım ki aşkın nehrine daldım
Sen olmasan dönencelerin bir hükmü olur muydu yer kürede
Vuslatı beklerken belki bir hazan gülü gibi dalında sararıp soldum
Ben seni sahra çöllerinde ararken aşkın şahı mecnun oldum.
Dünyanın ne malına ne mülküne ne de saltanatına güven ey gönül
Sana inanıp da dünya ve ahir günü için çalışanlara, cennetin ödül
Dünya yalan bir meyhanedir yoldaşı şeytan olan ahmaklar için
Çok şükür ben sana yöneldim,Yusuf aşkıyla sen hep kalbimdesin.
Unutma, seven yürek Fizan'da da olsa asla unutmaz sevdiğini
Kırılan yürek acıları tamir edemez, mayasında merhamet yoksa
Sen ki aşksın, yarsın, nehir'sin aşkı kalplerde sulayıp büyüten
Sana olan aşkım, tutkum, hiç bitmeyecek belki de hep bu yüzden.
Ekim 2019
İbrahim YılmazKayıt Tarihi : 6.11.2019 01:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!