SEN HASTAYSAN BİZLER ÖLELİM DEDİLER.
Merhaba saygıdeğer gönül dostlarım ve kader arkadaşlarım. Yukarıdaki başlık konuma girmeden önce biraz hayat serüvenimi anlatmayı uygun görüyorum. Çünkü okuyunca belkide sizlerde hayret dersiniz. Ben genelde mecbur kalmadıkça doktora gitmek istemem. Çünkü kul hakkına özen gösteririm. Nice acil hastalar, varken basit rahatsızlık hissedenlerin doktorlarımızı meşgul etmelerini uygun görmemiştim ama aslına bakınca da erken tanının faydalı olacağını algıladım.
Vücudumdaki darbeleri özetleyerek sıralayacak olursam umarım sıkılmazsınız. Çünkü insanoğlunun başına her pişmiş tavuğun başına gelmez diye bir deyim var ya işte benimde buna benzer bir serüvenim var. Çocuklukta kalabalık ailenin çocuğu olunca mecburen bana erkek olduğum halde kızlar gibi fistan giydiriyorlardı. O fistan da bayramdan bayrama yenilenirdi. Alt kısımları yerlere sürt tükçe de eskiyince makasla oralar kesildikçe de baldır, bacak ortaya çıktıkça da utanırdım. Çok şükür ilk okula başlayınca mecburen almak zorunda kaldılar bir pantolonum oldu.
Çocukluğumda fistanlı elbisemle çorba kazanının yanında piştimi, pişmedi mi diye bakarken, açık ocakta odunların yanan alevi fistanı mı sardı ve ben tamamen yanıyordum, tesadüf eseri amcan davarları su dolu oluk ta yaz günü serinlesinler ve üzerindeki bitler ölsün diye ilaçlı suda yıkıyordu. Benim yanmakta olduğumu haber verince, mesafe biraz yakındı. Osman amcam ıslak kollarıyla beni kucakladığı gibi su dolu oluğun içine attı. Üzerimdeki fistanım tamamen yanarken bu arada sağ kolumun altı kalçama kadar yandı ve acil doktora götürüp tedavi işlemi başladı ve çok uzun sürdü. Aradan yılar geçse de o bölgendeki yanıklık bellidir.
Andıkça
Ne zaman seni düşünsem içim ürperir,