Papatyalar, laleler dağlarda kırlarda yeşerdiği zaman
senin içinde de aşk filizleri açar mı?
Her yer mis gibi bahar kokar ya...
ayvalar çiçek açar meyveler bembeyaz çiçeklerini güneşe doğru yöneltir, işte ilkbahar da yağan yağmurlar bile tatlı bir esintiyle gelir.
özlem duyacağımız kış yağmurlarına veda edercesine,
bir de ardından gökkuşağı çıkar ya, apansız belirir mucizevi bir güzellikte
o renklerden kendine renk seçersin, çocuksu bir sevinç kaplar içini
huzur duyarsın hayatta ki güzellikler için Allaha şükredersin içinden…
aşka aşık böceklerin çiçeklere olan aşkı gibi,
aşka da benim ruhumun ihtiyacı var en fazla bu ilkbaharlar da…!
Yüreğin kıpır kıpır olur coşkuyla dolar kanın kaynar ya
işte ben bu ilkbahara müptela…
Tatilin habercisi yaz ayları çaldımı kapımı baharla gelen coşkum katlanır, güneşe aşık başlarım her yeni güne, odamı öyle bir ışık sarar ki
yüreğimi bedenimi ısıtır,
kalk miskin miskin yatma der gibi gözlerimi kamaştırır
o uzun günler de yapacak çok şey vardır.
Deniz özlemi içimde büyür atmak isterim kendimi kumsallara,
denizin maviliğin de dalgalarla boğuşmak,
tüm enerjimi orada bırakmak istercesine açılmak isterim koyu maviliğe;
kumsal da kızgın güneş tenimi kavururken içim de aşka susamışlık
beynime hükmetmektedir.
O sahiller de sevgiliyle göz göze olmak başka bir zevk,
başka bir doyumsuzluktur çünkü;
herkes sevgilileriyle el ele göz gözedir sahiller de,
susamış yüreğimi kana kana aşka doyurmak isterim
yalnız tatil çekilmez olur,
akbabalar gibi üşüşürler ya başına erkekler
işte bu yüzden de sevgili yanında olmalıdır o yakıcı günlerde…
geceleri sınırsız eğlenceler vardır yazın içinde kopamadığım,
kendimi müziğin ritmine bırakıp
sarhoş olmak istediğim anlar vardır çılgınlık anlarımda;
bir de aşkım varsa kollarım da deymeyin keyfime…
yıldızları onun gögsüne başımı yaslayıp izlemek
susmak, sadece bakmak, denizin sesini dinlemek
ve sabahın ayazında üşümek,titremek onun sıcağında ısınmak
şen kahkalar atmak, şarhoş olmak, sevgilinin kollarında ayılmak
güneşi onun gözlerinde izlemek...
aşktanmıdır bilmem ama; o anda mutluluktan ağlamak bile güzel
değişilir mi bu anlar başka birşeyle… yaza tutkunum delice!
Gidiyordur yaz bir görünüp, bir kayboluyordur artık
hüzün başlar yüreklerde, sonbahar kendini gösterir ya
işte o zamanlarda ruhlar coşkusunu yitirir
bir matem duygusana kapılır, hiç bitsin istemezsin yaz!
ama; her güzel şey gibi bitmelerdedir…
yapraklar sararır solar, ağaçlar bile feryattadır,
döker yapraklarını solarlar bir bir
tıpkı bizim içimizde ki solan coşku gibi
tekdüzeliğe iter bizi…
hüzündür sonbahar, duygu patlamasıdır bir başkaldırıştır,
isyandır bazen kendinle yüzleşmektir;
caddeler dökülen yapraklarla doludur,
bir rüzgar eser savurur yaprakları oradan oraya,
sen de içinde savrulursun o rüzgarla
seversin belki o tatlı esintileri içini okşar tatlı esen rüzgarlar,
zamanla her şeye alışıldığı gibi...
sonbaharı da kabullenip sevmeyi deneriz
benimseriz içimizde ama; hep yazı bitirdiği için ona küseriz,
belki bu yüzden sonbaharlar da bize küskün olur işte
bahar sendromu yaşarız
bizi soğuk kış aylarına hazırlamak zorundadır çünkü; sonbahar!
Adı sonbahardır sanki bitiştir,
halbuki daha yeni başlıyordur kış…
sonbahar hüznüm olsa da acılara başkaldırışım …!
Yavaş yavaş kış kendini göstermek ister
kasım, aralık derken çetin bir kışa hazırlanın der, sanki;
sıcak yuvanızın hazırlıklarını yapın biran önce der
zaman tanır bize…
yağmurlar aniden dökülür gökyüzünden
dersin ki gök mü yarıldı
sel olur caddeler almaz yağmur birikintilerini,
şemsiyesiz yakalanırsın ya bazen sokakta o yağmura
ıslanırsın da üşümezsin
seversin yağmurun tenine dokunuşunu,
romantik olursun aptalca ama;
atarsın kendini yağmurun altına
sırılsıklam ıslanmak ruhuna iyi gelir çünkü;
ayrıysan sevdiğinden inadına yaparsın bunu kendine…
kar başlamıştır, bir bakarsın pencerenden heryer bembeyaz
nasıl tatlı bir sevinçtir bu çocuksulaşırsın
o karlarda yuvarlanmak, kardan adam yapmak
onu adama benzetmeye çalışırken
parmakların donsa da hissetmezsin o soğuğu
o an mutlusundur.
arabaların üzerinde ki kar birikintilerini toplayıp
atışmak yok mu işte ne güzel bir keyiftir o
üşüyüp sıcacık yuvana giripte ısınmak
sevdiğinin kollarına kedi gibi sokulmak, sarılmak
sıcacık çayını yudumlamak
gülüşürken yaptıklarınızdan bahsetmek,
el ele sokaklar da dolaşmak
kış gecelerinde sinemaya gitmek başka bir tat…
kış güneşinde aşkı görmek
yaşamak ve hala içinde o sıcaklığın olduğunu bilmenin sıcaklığıyla,
enerji dolu çivi gibi bir bedenle çalış çalış
işler korksun benden dersin hep…
kanımı dondursa da içimi kaplayan huzurdur kış…!
dört mevsim ayrı bir tat...
Nurcan BingölKayıt Tarihi : 17.12.2007 04:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!