Sen Gittin Ya Baba (yeşil araba)

Recep Ali İnci
7

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Sen Gittin Ya Baba (yeşil araba)

Bizim musluklar hiç damlatmazdı, sağlamdı
Öyleydi..
Ahmetlerinki hep damlatırdı
Ders çalışmak için giderdim, senin izninle
Ta içerden duyardım şıp şıp damlayışını evyeye
Ne yapayım, kulaklarım hassas öyle seslere..
Ahmet hiç rahatsız olmazdı
Sen gittin ya Baba
Bizim musluklar da damlatmaya başladı.
O vakit anladım ki Ahmet babasızdı.

Kapılarımız gıcırdamazdı hiç
Ahmet’in annesi ne vakit mutfağa girip çıksa
Kapıların gıcırdayışından bilirdim
Bir de bizim için yaptığı keklerin kokusundan.
Evleri çok sessizdi
Gıcırdamasa kapıları, anlamazdım annesinin varlığını
Sen gittin ya Baba
Bizim kapılar da gıcırdamaya başladı.
O vakit anladım ki Ahmet babasızdı.

Biliyorsun, Annem anahtarlarını çantasında taşır
Sen de cebinde
Anahtar askımız boş olurdu genelde
Ahmetlerin askısında hep vardı bir tane
Ekmeğe giderken koyuverirdi cebine
Kendi kapısını kendi açardı
Özenirdim..
Sen gittin ya Baba
Bizim askımızda da anahtar olmaya başladı.
O vakit anladım ki Ahmet babasızdı.

Oyuncaklarım vardı, bir de yeşil arabam; severdim.
Sen de yeşili severdin.
Ahmet’in de oyuncak arabaları vardı
Oynardık
Ama hiç yeşil arabası yoktu
Bazen birbirimize ödünç de verirdik
O, benim yeşil arabamı hiç almadı, oynamadı da
Silgim düşmüştü bir ara ranzasının altına
Üzüldüm, almalıydım mutlaka
Pek istemedi, “benimkini vereyim” dedi, “boş ver”
Sen almıştın, nasıl vaz geçerdim.
İki çocuk uğraştık,
Kan ter içinde ulaştık ranzanın altındaki silgiye.
Bir de yeşil araba gördüm, sıkışmış uzak köşeye
Sevinçle, “Ahmet” dedim “senin de yeşil araban varmış”
“Sanırım silgim gibi düşmüş, burada kalmış”
Sustu.
İkimizin kaldıramadığı ranzayı
Tek başına itekledi, altında bırakıp yeşil arabayı
Sen gittin ya Baba
Yeşil arabamı gördüğümde içim hep sızladı
O vakit anladım ki Ahmet babasızdı.

Bazen camiye götürürdün, tembihlerdin sıkı sıkı
Zor sabrederdim siz kılana kadar namazı
Cirit atarak en arkalarda
Yakalamak için pencerelerden süzülen ışıkları.
Allah’ım! Ne kadar da büyüktü cami, halılar
Başımı okşardı çıkarken hacı amcalar

İlk kez elini tutmadan gittim camiye Baba, kalabalıktı
Amcalarım, dayılarım, arkadaşların
Tanımadığım adamlar da vardı
Senin yanındayken başımı okşayan hacı amcalar
Gene başımı okşadılar

En önde yatıyordun, üzerinde yeşil bir örtü
Ve dışarıda yeşil bir araba seni bekliyordu
Saf tutanlar beni de aldılar aralarına
Sonra yanına geldi bir sarıklı amca
Anlamadığım birçok şeyden bahsetti
Son yolculuk ne demekti.
İşin icabı uzaklara seyahat ederdin ya
Artık hep duracak mıydın gidip gelince yanımda
Yoksa bir daha gelmeyecek miydin Baba?

Elimi tutan amcamın gözleri dolu doluydu
Anlamadım, ağlıyor muydu

"Namazı tarif ederken anladım; sarıklı amcanın
-sübhaneke ile birlikte okunacak- dediği cümleyi, uyuturken bana ezberlettiğin duaya neden eklediğini."

Ayakta namaz kıldım ilk defa Baba,
Ekledim duama, neden eklendiğini öğrettiğin cümleyi
Sen gittin ya Baba
Yüreğimdeki koca boşluğun kimse farkına varmadı
Artık Ahmet daha, daha da arkadaşımdı.

Meğer bizim musluklar da damlatırmış
Gıcırdarmış kapılarımız
Her şeyin bir ömrü varmış anladım
Baba her şeye ilaçmış
Baba varsa zemheride gül bile açarmış
Sen gittin ya Baba
Dışarda nefes alamayan çocuk
Yüreğinde nefes alacağı kocaman dünyasına koşarmış.

Recep Ali İnci
Kayıt Tarihi : 27.1.2025 15:42:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bir cenaze namazında tabutun başında küçük bir çocuk vardı.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Asaf Aras
    Asaf Aras

    Duygu yüklü
    İlk seferde okuyamadım

    Cevap Yaz
  • İNCİ Mehmet
    İNCİ Mehmet

    Süper bir şiir. Ağlamamak mümkün değil.

    Cevap Yaz
  • Mustafa Burcu
    Mustafa Burcu

    Ağlattın bizi Ali baba..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)