Sen Gittin De Şiiri - Fahri İlhan

Sen gittin de;
Biz çöllerde kaldık.
Cehalet rüzgârlarıyla
Her yanımız toz duman..

Sen gittin de;
Bilemedik,
Sen nerdesin,
“Tur” ne yanı?
Ortalığı “Samirî”ler aldı…

Sen gittin de;
Bizden almak isterler,
Çalmak isterler,
Cevherlerimizi, Mücevherlerimizi
Bir parıltılı buzağı için…

Sen gittin de;
Yalancı yellerin seslediği,
Yabancı ellerin beslediği
Buzağılar için
Bizden çalıyorlar
Nefsimizi, Neslimizi…

Sen gittin de;
Karabasanlar gibi
Çöktü üstümüze,
Cehâlet, Zulüm!
Boğacak –Alimallah-
Ümmet-i Muhammed’i
Buzağıların böğürtüsü…

Sen gittin de;
Oyalıyorlar bizi yolumuzdan.
Neredesin Ey Mûsâ?
Bizim bir Harun’umuz da yok.
Olsa da dinlemezdik,
Olanı da dinlemedik…
Biz alamıyoruz,
“Yed-i Beyzâ”n arasına
Sen al da başımızı,
Çek kendimize doğru,
Özümüze doğru..
Utanalım –bâri-
Saçımızdan, başımızdan…

Sen gittin de;
Zorla alıyorlar,
Olmazsa
Hîle ile, şerle alıyorlar
Elimizde kalan
Cevherlerimizi, Mücevherlerimizi.
Eritip, yok edip
Yeni buzağılar yapmak için..

Bize de aç!
Cehlin girdabından
Bir çıkış yolu.
Ulaştır bizi de
Esenlikler yurduna.
Va’dedilen yerlere,
Va’dedilen günlere…
Yoksa!
Boğacak bu cehâlet
Dinimizi, îmânımızı,
Cevherlerimizi, Mücevherlerimizi…

Yetiş yâ Mûsâ, yetiş!
Dünya başımıza yıkılmadan,
Getir de “Tûr”u üstümüze,
Bizden de al
Yeni bir “Mîsâk”,
Kavî bir söz! ..
Çatlamak üzere öz.
Yalnızız,
Hem de çook yalnız…

Senin Fir’avn’un bir tekti,
Bizimse; dizi, dizi…
Kesmek isterler neslimizi! ..
Sal üstlerine
Kutlu Âsâ’nı da,
Kurtulsun
Cevherlerimiz, Mücevherlerimiz…

Sen gittin de;
Bu çöllerde
Yanıyoruz taa yürekten.
Susuzluğumuzu,
Umutsuzluğumuzu yenmek için
Vur âsâ’nla,
Vur ki
-Allah aşkına-
Taşlaşan kalplerimize,
Oluk oluk pınarlar fışkırsın
Kuruyan gözlerimizden,
Gönüllerimizden…
Bâri yanmasın,
Kurumasın,
Çölleşmesin körpe gönülleri
Cevherlerimizin, Mücevherlerimizin…

Kana kana içelim
Îmân pınarlarından,
“Can Ahmed”in
Kevser ırmağından…

Sen gittin de;
Her yer,
Nefs’e göre şekil alan,
Nabza göre şerbet veren
Samirî’lerin buzağılarıyla doldu..
Her yanı
Samirî’ler aldı.

Yetiş yâ Mûsâ, yetiş!
Geç olmadan…

15.09.1996-Pazar / Malöv-DK