Gözlerin, yıldızlar gibi kayıp gittiğinde, yüreğim karanlık bir denizde kayboldu. Rüzgarın esintisiyle yankılanan sessiz çığlıklarım, senin yokluğunda kaybolan şarkılar gibiydi. Her adımda, senin izlerini aradım ama kaybolmuş umutlarla yürüdüm. Sen gittin, ben yine sana kıyamadım.
Kalbim, seninle beraber sıcaklığını yitirdi, şimdi soğuk bir odada kaybolmuş gibi hissediyor. Senin sevgin, içimdeki yangını söndürdü, şimdi ise karanlık bir yangın yerine döndü dünya. Sen gittin, ben yine sana kıyamadım.
Gözyaşlarım, senin ayrılığını yazdı her gece yıldızlara, ama seninle beraber kayboldu o parıltılı dünyalar. Sensizlik, bir ölüm sessizliği gibi, her adımda yüreğimde yankılanan bir veda marşı oldu. Sen gittin, ben yine sana kıyamadım...
Yalnızlık, senin adını fısıldayan bir hayalet gibi odamı dolaşıyor. Gökyüzü, senin gülüşünü hatırlatıyor ama şimdi bulutlarla kaplı, senin yokluğunda gölgelenmiş bir resim gibi. Rüzgar, senin esintini getiriyor ama artık yalnızlıkla dolu, içimdeki fırtınaları susturamıyor. Sen gittin, ben yine sana kıyamadım.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta