Sen Gitmiştin Sultanım! Şiiri - İsa Yılmaz

İsa Yılmaz
1237

ŞİİR


11

TAKİPÇİ

Sen Gitmiştin Sultanım!

medine güneşini kaybettiğinde
kızgın kumlar buz kestiğinde
bulutsuz günde yıldırımlar düştüğünde
develer ürküp karanlığa koştuğunda
cebrail son kez ufukta gözüktüğünde
sen gitmiştin sultanım

aişe’nin iniltisi dalga dalga yayıldığında
ömer çıkıp meydana
kim o öldü derse, kellesini alırım, diye haykırdığında
medine halkı üzgün ve korkak bir sessizliğe gömüldüğünde
ebubekir acı gerçeği haber verdiğinde: muhammet öldü
ama kim Allah’a inanıyorsa bilsin ki o hiç ölmez, dediğinde
ömer’in elindeki kılıç yere düştüğünde
öldüğüne bir türlü inanamadığında insanlar
sen gitmiştin sultanım

dağlar yerinden oynadığında
kulakları sağır eden bir sessizlik yarımaydı sardığında
eyvah edip insanlar dizlerini dövdüğünde
ve kız çocukları korku ile titrediğinde
anneler ah edip taşıdıkları bebeklere dokunduğunda
ve hayal ettiklerinde eski cahiliye devrini
diri diri gömdükleri kız çocuklarını hatırladığında babalar
sen gitmiştin sultanım

o gitti yine eski günler mi gelecek, diye soruyordu insanlar
gidişine bin kat daha üzülmüştü köleler
yine zulüm, yine işkence mi alacaktı insanlığın dizginlerini
yine o kanlı, kavgalı devirler mi başlayacaktı
sağa sola koşup bir cevap aradığında ümmetin
sen gitmiştin sultanım

saçtığın tohumlar bir bir yeşerdiğinde
şam, bağdat, kudüs feth edildiğinde
ömer bir hançer ile vurulduğunda
osman kur’an başında şehit edildiğinde
ali ile aişe karşı karşıya geldiğinde
ümmetin ayrılıklara düşüp kan döktüğünde
sen gitmiştin sultanım

yezidi’n adamları torununun önünü kestiğinde
kerbela kan revan olduğunda
canından, kanından olan hüseyin yere düştüğünde
gökler bile ağladığında bu aha
sen gitmiştin sultanım

kudüs haçlılarca talan edildiğinde
kadın, erkek, çocuk diri diri yakıldığında
kutsal mabetlerden feryatlar yükseldiğinde
peygamberlerin şehri inim inim inlediğinde
doğu ile batı kan ile ayrıldığında
selahattin kudüs’ü yeniden aldığında
sen gitmiştin sultanım

konstantiniyye feth olduğunda
osmanlı islam bayrağını garba diktiğinde
ayasofya yeniden Hakk’a kavuştuğunda
adın istanbul semalarında yankılandığında
boğazın bulutları sevinç gözyaşları döktüğünde
mezardaki eyüp el ensari hayaline kavuştuğunda
fatih sultan yeni bir çağ açtığında
sen gitmiştin sultanım

lavrensler ümmetine ayrılıklar düşürdüğünde
araplar osmanlıya ihanet ettiğinde
ingiliz’i, anzak’ı çanakkale’ye dayandığında
sarıkamış’ta doksan bin asker karalara gömüldüğünde
her yanı bin ümitsizlik sardığında
parça parça olmuş ümmetin tarumar olduğunda
fahrettin paşa askerleri ile düşmana meydan okuduğunda
peygamberimin kabrine gâvur eli sürdürmem diye haykırdığında
son kurşununa dek medine’yi savunduğunda
ve nihayetinde silahını bırakıp, üniformasını çıkartıp
kabrinin başında günlerce dil döküp ağladığında
sen gitmiştin sultanım

dünyanın gözleri önünde bosna’nın kalbinde
ümmetin sırp kasaplarının insafına düştüğünde
çocuklar kıyma yapılıp annelerine yedirildiğinde
kadınlarına tecavüz edilip, erkekleri sürüldüğünde
srebnitsa katliamlar şehri diye anıldığında
sen gitmiştin sultanım

aşkların şehri bağdat’a bombalar yağdığında
koca bir tarih toprağa gömüldüğünde
binlerce masum vakitsiz öldüğünde
filistin’in bağrı alev ile yandığında
ümmetin karantinalara alınıp katledildiğinde
kudüs’ün temeli göz göre göre kazıldığında
sen gitmiştin sultanım
aslında sen hiç gitmemiştin sultanım
senden ayrı yollara sapmış
kanmış, kandırmış olan bizdik
seni bulduğumuzda kazandık
ama seni kaybettiğimizde yerlerde süründük
sen bizi bırakma sultanım
şefaatini ve duanı üzerimizden eksiltme
ne kadar nankör olsak da bizi bırakma
taiflileri affettiğin gibi bizi de affet sultanım
çünkü yüreğimiz kararıp, dilimiz tutulduğunda
bin bozgunla tarumar olduğumuzda
sen gitmiştin sultanım...

İsa Yılmaz
Kayıt Tarihi : 29.9.2008 08:54:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İsa Yılmaz