Şükürsüzlüğün şuursuz halini yaşıyorum bugünlerde. Şükür, ruhumu elektiriğe veriyor, tadımsızlık tir tir titriyordu. Şok şeyim var elbet farkındayım ama O yok…Yoklarımın yoklması yapılıyor iç denizimin balık yaşamayan her yerinde …Senin ağına takılan her halim yakalanmış asi nehri kadar asiyim sen yokken.
Sensizliğin anlatılmaz karanlığında sonsuz aşka mahkûm olmuş Çakırkeyif yüreğim sevda şarkılarının notalarını
Şükürsüzlük duvarına yazdılar.Seni çaldılar benden..Ney takdimi başlayınca önce ay ağladı kararan anlarımda.Sonra yıldızlar ele ele ağıttan bozma soneler söylediler
. Feryadım feyzine ükselirken mutsuzluktan şikâyet eden yalnızlık halime kar yağdı, üstelik senli yazların tam hasadını demlerken. Üşüyorum… kolsuz ve ütüsüz isteklerle oradayım. Ayağım kaydı güzellerin yolunda, yolum kırıldı aşk dehlizinde Seviş sokağında yankılandı ıssız ve suçsuz halinin benden bitişi
. Uzakları yak,yakınları yıka, bensizliği ütele,aşkı bir şişeye koy at bir ırmağa bulur ruhumun okyanusunu.
Sensiz olmak sıradandı, rutindi, “her zamanki gibi” denenmiş deninlerdendi. Bugünün düne, yarının bugünden bir farkı vardı sensiz her hecede.
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,