Sen Gidemezsin Ben Okyanusundan

Hayrettin Taylan
1968

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

Sen Gidemezsin Ben Okyanusundan

Şükürsüzlüğün şuursuz halini yaşıyorum bugünlerde. Şükür, ruhumu elektiriğe veriyor, tadımsızlık tir tir titriyordu. Şok şeyim var elbet farkındayım ama O yok…Yoklarımın yoklması yapılıyor iç denizimin balık yaşamayan her yerinde …Senin ağına takılan her halim yakalanmış asi nehri kadar asiyim sen yokken.
Sensizliğin anlatılmaz karanlığında sonsuz aşka mahkûm olmuş Çakırkeyif yüreğim sevda şarkılarının notalarını
Şükürsüzlük duvarına yazdılar.Seni çaldılar benden..Ney takdimi başlayınca önce ay ağladı kararan anlarımda.Sonra yıldızlar ele ele ağıttan bozma soneler söylediler
. Feryadım feyzine ükselirken mutsuzluktan şikâyet eden yalnızlık halime kar yağdı, üstelik senli yazların tam hasadını demlerken. Üşüyorum… kolsuz ve ütüsüz isteklerle oradayım. Ayağım kaydı güzellerin yolunda, yolum kırıldı aşk dehlizinde Seviş sokağında yankılandı ıssız ve suçsuz halinin benden bitişi
. Uzakları yak,yakınları yıka, bensizliği ütele,aşkı bir şişeye koy at bir ırmağa bulur ruhumun okyanusunu.

Sensiz olmak sıradandı, rutindi, “her zamanki gibi” denenmiş deninlerdendi. Bugünün düne, yarının bugünden bir farkı vardı sensiz her hecede.
Sensiz Gün doğmuş batmış, mevsim dolanmış, takvimden yapraklar düşmüş, kara kara kışlar gelmiş,Filistin ‘de bebekler ölmüş, aç aç güzeller gitmiş, umurumda mı? Günün şehri O’nsuzluktu sadece. Sensizliğe eklenen her ekin görevi kadar,içimden sana karşı içsel görevler çıkıyor. Nükleer duygusuzluklarla paramparça olurken gidişler,benimde ölümcül yaşayan seni diriltme sabrındayım.Hala yaşıyor olman belki bir gün gelmene dünyadır …
Sensizlik benim hayatımın kısır döngülerini dönderiyordu. Dönüp dolaşıp geldiğim sensizlik dükkanıydı. Senden yeni bir vitrini vardı. Denizdeki girdaplar,. Havadaki hortum, dahası her şeyin tüm olumsuz nevileri senden satılır ve atılıyordu.Ben kaçtıkça elime, ayağıma, ruhuma, gönlüme dolanıp sarmalayıp beni boğandı..
Kırık yazgının silinmiş ve el değmiş hatta ikinci el gözyaşlarıyla ıslandı yalnızlık evimin kapısı.
.Arayan yüreğimin Kıpkızıl üstsüz perişan halinde,yırtığım fotoğrafının bir parçası kapatıyor.
Oysa güne seninle başlayabilseydim,bilmelere kadar susardı bilinmezlik ve istenmezlik.
Sense gittin,üstelik geceliksiz,meteliksiz,öç açlığınla benim içim geldiğim kentimin 500 metre ötesine.Buna nasıl ayrılık diyebilirim ki.Aynı havanın tavanıyız,bulutlar örtsün yakınlarımızı.Seni değil senli yakınları arıyorum, sana benzeyen herkesi arıyorum.Çünkü sen benim rengarenk dünyamdı.Umutlarımın gökkuşağı,aşkımın huzur uşağı,metafizik bir hasretin yaşanmış sılasıydın.
Hayata tutunduğum umudum, kurmaktan bıkmadığım düşüm, gözümden düşen damlam, aldığım nefesim, canımdan öte candı. O baştan ayağa ben kokan, sevda yanardağım.
. Ben’im dışımda tarifi edilemezliğe arife,çaresizliğe çera.. Ben’siz dile gelmeyen, cümlelerimin yüklemiydin. Büyüsü bozulan, sırrı çözülen, şifresi kırılan, anlamını yitirendi… O’na o sırrı veren bendim…Bana bunca olmazı olduran da sendin.

Zıddıyla var olan tekil bir varlıktık biz… Ve çoğaldıkça kaybolan kinayeli cümlelerdik. Ben ve O… O ve ben… Aynı melodide iki nota, aynı kaderde tek gerçektik.

Kesişti yollar derin bir vadide. Bazen dipsiz derinliklerde bazen de engin düzlüklerdeyiz. Yârdan vazgeçtiğimiz her an bir başka yarın dibindeyiz. Yol kayıp, pusula şaşmış, ufuk kapalı karanlık bir tüneldeyiz. Aslında çoğu zaman kendimizde bile değiliz. Ayazda kalmış iki yürek, birbirinde kaybolmuş iki keşişiz.

O ve ben… Şimdilerde iki ayrı şehirde ölümüne sevdalı tek yüreğiz...Birbirimizden ayrı aldığımız her nefeste ise ölümü biraz daha özlemekteyiz. Hayatı başkaları için yaşayacak kadar da deliyiz. Sevda orucunu bozmadık belki ama yine de diyetteyiz.. Aşktan sermest olmuş şeyda bülbül kadar mağrur, utancından kızaran gül kadar kederliyiz. Bu sevdaya baş ve yürek koymuş iki aşık gibi çilehanede çiledeyiz. Sırf “oyun bozan” demesinler diye birbirimizden ötede ve berideyiz.

Dedim ya O ve ben… Ben ve O… Bu garip hikayenin kavuşamayan Aslı ve Kerem’iyiz…

Hayrettin Taylan
Kayıt Tarihi : 21.1.2009 01:32:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ayten Çıkrıkcı
    Ayten Çıkrıkcı

    ŞİİRİNİZ İÇİMİ YAKTI DEĞERLİ ŞAİRİM NESİR ŞEKLİNDE YAZMIŞSINIZ FAKAT DUYGULARI ÇOK NET İFADE ETMİŞSİNİZ İNŞALLAH HAYATLARI BAŞKALARI İÇİN DEĞİL DE KENDİNİZ İÇİN YAŞİYORSUNUZDUR FAZLA DELİLİK İNSANI ÇOK ÜZER SEVGİLERİMLE ELİNİZE SAĞLIK

    Cevap Yaz
  • Hüzeyme Avcı
    Hüzeyme Avcı

    O ve ben...Şimdilerde iki ayrı şehirde ölümüne sevdalı tek yüreğiz...Birbirimizden ayrı aldığımız her nefeste ise ölümü biraz daha özlemekteyiz.Hayatı başkaları için yaşayacak kadarda deliyiz.Sevda orucunu bozmadık belki ama yinede diyetliğiz..Aşktan sermest olmuş şeyda bülbül kadar mağrur,utancından kızaran gül kadar kederliğiz.Bu sevdaya baş yürek koymuş iki aşık gibi çile hanede çiledeyiz.Sırf 'oyun bozan' demesinler diye birbirimzden ötede ve berideyiz
    .
    Dedim ya O ve ben...Ben ve O...Bu garip hikayenin Aslı ve Kerem 'iyiz...

    Susmayan yüreğinize sağlık.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Hayrettin Taylan