Günü ağartan ezanla uyanınca,
Yarım aralanmış mahmur gözlerle alelacele,
Sokağa fırlayıp ta,
O sabah ayazında üşüyüp titremek gibidir aşk...
Dalgalarla kavgası bitmeyen sahilin beton duvarında,
Hatta o duvarın diğer tarafında,
Denizin tuzundan çürümekte olan bankta,
Elinde bir zamanlar sıcak olan bir bardak çayla,
aldırmadığın ayazın kucağında bir çift göze dalıp gitmek gibidir aşk...
Bir elinde karanlık varken aydınlığa koşmak gibi,
Bir yanın ateşken denizlere dalmak gibi,
Her tarafın ölümlüyken ölümsüzlüğü armağan almak gibi,
Her anının kıymetini pahabiçilemez kılmak gibidir aşk...
Gözlerinde sönmekte olan fere aldırış etmeden,
Onun ne bir çıkış ne de hüsran bir varış olduğunu bilmeden,
Yağmur altında yapraklarından sular süzülen çiçeklerin,
Aslında an be an solup öldüğünü görmeden,
Ne dünü, ne günü,
Ne de yarını,
Sadece anı yaşamak gibidir aşk...
Üzerine ışık vurmuş utangaç güz çimenleri,
O minik bedeninde bir gökkuşağı taşıyan çiğ tanesi,
Her sabahımda ilk günaydınımı getiren kumrularım gibi,
Gözlerimdeki yeşilde bir seni karşılamak gibidir aşk...
Kayıt Tarihi : 6.9.2010 15:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!