Bu pazar, bu dünyadaki on yedi bin beş yüz yirminci günüm
Sekiz bin beş yüz dördü dolu dolu, her bir günü doğum günüm
Sonrasını sorma, sonrası sidik zoru, bitkisel hayat, yoğun bakım
Hele sen gittikten sonra usta, aldığın o söze kefensiz, kabirsiz ölüm.
Bazen yakıp söndürdüğün o son izmaritlerin kokusu geliyor burnuma
Gözümün önüne de kalorifer borusuna gidişini astığın, hatıran ince çelik teller
işte sana geliyorum
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek
Devamını Oku
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta