Bir dipsiz kuyu ki düştüğüm bu yer
Allah’ım sen bana akıl izan ver
Yırtınır çabalar çırpınırım da
Hiç kimse elimden tutamaz burda
Hasret aşılmayan bir tabu oldu
Mekânın zamanı aştığı yer bu
Burda rengim soluk yüzüm bulanık
Yüreğim bir közden daha da yanık
Ruhumda hep dertler, hep hasret konuk
Bir hayal, bir nefes, bir uçan soluk
Ve sorular niçin, nasıl ve neden
Hayat tek celsede boşandı benden
Sensiz dünya ne ki kâinatta az
İster reçeteme sonsuzluğu yaz
İnan hiçbir mekân paklamaz beni
Gönül seni ister yalnızca seni
Bilemem dışarı gelse de bahar
İçimde hasretin, fırtınalar var
Renkler zaten kopuk gözümden benim
Güneşi bir tülle örtmüş dertlerim
Dışarda çiğdemler çiçekler açmış
Demek hayvanların karnı acıkmış
Toprak bulutlara kurmuşta pusu
Arklarda bu yüzden akmıyormuş su
Denizde çok korkunç dalgalar varmış
Belli ki onu da ıstırap sarmış
Martılar boş yere çığlık atmıyor
Tekneler boşu boşuna batmıyor
Boşa homurdanmaz bu azgın deniz
Onu da koymuşlar belli sevgisiz
Dağların boşuna sis olmaz başı
Ufuk durduk yerde çatar mı kaşı
Belli bütün hilkat çıldırmış belli
Dünya baştan sona kesilmiş deli
Aşk bürümüş kâinatın gözünü
Hasret ki çürütmüş lakin özünü
Gönlüm ne meşk ister ve ne de bahar
Bana sen gereksin sadece sen yar
Kayıt Tarihi : 24.12.2009 09:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!